Yapılan araştırmalarda sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde özellikle evliliğin ilk 2 yılı çok önemlidir. Eşlerin aynı evi paylaşmaya başladığı, belki de şimdiye kadar bilmedikleri özelliklerini ilk fark etmeye başladıkları süreç ilk 2 yıldır.
Genel itibariyle evliliklerin ”Tamam mı? Devam mı?” durumunu bu 2 yıl belirler. Bu süre içinde eşlerin yaşadıkları olumsuzluklar aşılabilirse, evlilikler ömre yayılabilir. Eşlerin birbirlerine karşı anlayışsız ve tahammül edememeleri evlilikleri yıkım noktasına getirebilir. Evliliğin ilk 2 yılında başlıca dikkat edilecek hususları sıralarsak söyle diyebiliriz;
Evlilikten Öncesi Gibi Özgürlük İsteme:
Evlilik de ilk yıllarda karşılaştığı bir sorunu, eşler yaşarken çözümü yokmuş gibi gelebiliyor, hatta kısıtlamalar, eski bekar hayatının özlemi, tek başına bir şeyler yapma isteği, evliliği bitme noktasına getirebiliyor. Fakat bu sanıldığı gibi çözümsüz değildir. Evet, çiftlerin çoğu evlendikleri günden itibaren özgürlüklerinin kısıtlanmasını kabullenemiyor. Tabi ki evliliğin, yaşamış olduğunuz bekar hayatınızdan farklı sorumlulukları olduğu için belli ölçülerde sizi kısıtlamaktadır. Fakat evlilikler, farklı özgürlüklere de fırsat vermektedir. Evlilik de eşler, bu durumu karşılıklı diyalogla aşma yoluna gitmeli birbirlerine nefes alacak zamanlar ayırıp, bekarken görüştükleri arkadaşlarıyla evlilik sınırlarını aşmayacak şekilde, ortak zaman geçirme isteğine anlayışla bakmalıdırlar.
İnatlaşmalar:
Evlilik de kişiler, ”Ben haklıyım’‘ inatlaşmasını bir kenara bırakmalıdır Bu inatlaşmalar, birbirini çok severek evlenen çiftleri dahi ayrılık noktasına getirebiliyor. Yeni evli çiftler, maalesef günümüzde konuşmak yerine tavırla problemlere çözüm aramaktalar. Her konuyu en ince ayrıntısına kadar konuşmak en sağlıklı çözümdür. Mutlaka ortak bir nokta bulacaksınızdır. Ve bir konuda anlaşma sağladıysanız o konuyu bir daha açmamak, aynı tartışmaları tekrarlama demektir.
İş Stresi:
İş stresi dünyada asrın hastalığı denilebilir. Çalışıp da stres den uzak durabilen hemen hemen yok gibidir. Evliliğin ilk yıllarında, hem evlilik hayatına alışılması, hem de iş stresi kişilerin eşini, stres topu olarak görmesine neden oluyor. İşte geçirilen uzun vakitler, eve kavga sebebi olarak geri dönebiliyor. Burada eşlerin birbirine vereceği tepki çok önemlidir. ”Yıkıcı değil, yapıcı olmak” gerekir. Çiftler bazı duygularını frenlemelidir. Şöyle bir düşünün zaten; işlerinizin yoğunluğu nedeniyle az görüşüyorsunuz. Görüştüğünüz zamanların da her dakikasını, neden dertlerinizi ve sevinçlerinizi paylaşarak geçirseniz daha iyi olmaz mı? Emin olup bu düşünceyi bir kere hayatınıza oturtabilirseniz, bu düşünce birçok evliliği kurtaracaktır. Tabii çiftler, birbirlerine gerçekten değer verirse bu ancak gerçeğe dönüşür.
Duygusal Uyum:
Diğer maddelerde olduğu gibi duygusallıkta da, evliliğin ilk 2 yıl çok önemlidir. Hassas bir süreç olup eşlerin birbirlerinden beklentilerin en üst seviyede olduğu dönemlerdir. Yapılan bir araştırmada dünyanın farklı ülkelerinden toplam 156 çift üzerinde, ”Evlilik” araştırması yapılıyor, araştırmanın sonucuna göre, eşlerin birbirlerine karşı net kararı 24 ay sonunda verdiği ortaya çıkmıştır.
Bundan dolayı çiftler; Evliliklerin ilk 2 yılında duygusal birlikteliğinden, uyum ve sevgiden ödün vermeyen çiftler, bir ömür boyu birlikte olma ihtimali çok daha yüksek görünüyor. Eşinizi ilk tanıdığınız sevdiğiniz haliyle hatırlamalı, yaşanan olumsuzluklarda, olumlu yönler öne çıkarılmalıdır.
Unutmayın; Evliliğe başlarken ”iyi günde kötü günde, hastalıkta, sağlıkta…” diye başlayan niyetlerle başlıyoruz. Evliliklerin ömrünün uzun olması için, iyi olan her şey de olduğu gibi evlilik de ”emek” ister. Genel itibariyle insanoğlu elindekinin değerini genelde kaybedince anlar, fakat evlilik üzerinde risk alınmayacak kadar hassas bir kurumdur. Gelin eşinizin kıymetini kaybetmeden anlayın.
Huzurlu ve dingin yuvalar dilerim.
Sevgiyle kalın…
Yorumlar