Çoğunun duyduğunda burun kıvırdığı, “amaan fındık kabuğunu doldurmayan meseleler, boşver konuşmaya değmez” gibi tepkiler verdiği ama ne yapsak da konuşmadan duramadığımız dertler varya… O dertleri küçük görmeyin işte. Hatta daha doğrusu, sabredecek kadar büyük görmeyin.
Sabır, ulvi ve manevi yanı olan bir ibadet şeklidir. Yoksa susma, sindirme, bastırma yöntemi değildir. İçimize atıp sabrettiğimizi sandığımız ama beynimizin bi yerinde bizi kemirip duran meseleler sabrettiğimiz anlamına gelmez. Bu meseleleri büyütmemek için susmak ve üstünü kapatmış gibi yapmak da çözdüğümüz anlamına gelmez. Sizin için bir meselenin çözüm yolu her neyse, karşındakiyle konuşmak, sorun olan durumu kesip atmak, sorun çözülene kadar formüller denemek vs. o sorunu çözene kadar fındık kabuğunu doldurmayan meselelerin üstüne gitmekten vazgeçmeyin.
Bir fındık kabuğunu avucunuzun içinde taşıdığınızı düşünün. Bir saat iki saat tuttunuz. Susadınız diğer elinizle su içtiniz… Acıktınız… Tek elle yemek hazırlamak zor oldu ama atıştırdınız bir şeyler. Dışarı çıkacaksınız üstünüzü değiştirmek hiç de kolay olmadı tek elinizle. Kendinize yavaş yavaş tek elinizi kullanacagınız bir hayata alıştırmaya başladınız ama yeni yeni fındık kabukları koydular avucunuza. Artık tek avucunuz tasıyamaz oldu fındık kabuklarınızı, bu sefer diğer avucunuza sıkıştırdınız. Sonra hayat çok daha zor hale geldi. Suyunuzu bile kendiniz içemiyor oldunuz. Ellerinizi basınızın altına koyup rahat bir uyku bile çekemez oldunuz. Böyle bir hayatı tasavvur ettiniz mi?
İşte çözülmeyen her mesele, fındık kabugu kadar dahi olsa böyle sorunlara yol açar. Hayatta bu tip meselelerin sık sık karşımıza çıktığını da düşünürsek rutin becerilerimizi bile yapamayacak hale gelmemiz, düşünmemiz odaklanmamız gereken çok daha ciddi meseleler varken günlerimizi fındık kabuğunu doldurmayan meseleler yüzünden heba etmemiz çok da zor olmayacaktır. Zamanımız ve biz; fındık kabuğunu doldurmayacak meselelerden çok daha değerliyiz. Ya fındık kabuğunuzu atıp kurtulmak için çabalayın, yada buna fırsat vermeyen insanlarda bırakın. Meseleyi çözmek istemiyorlarsa, bırakın onlar taşısın bu sorunların yükünü.
İleride küçük gördüğümüz bu meselelerin sırtımızda artık kurtulamayacağımız bir kambur haline geldiğini anladığımızda, her şey için çok geç olmadan, şimdi; bütün sorunlarımızı üslubunca çözebilmemiz dileğimle…
Yorumlar