Seccade; üzerinde secdeye varılan, yani namaz ibadetini gerçekleştirmek üzere kullanılan temiz örtüye denir. Seccade, Arapça “secde” kelimesinden türemiştir. Lügatte çok secde yapan veya secde yapılan yer manasınadır.
Seccade, Müslümanların bütün sanat kollarında en güzel örneklerini verdikleri dönemlerde, dokuma sanatında önemli bir yer tutmuştur. Özellikle 15. yüzyıldan sonra, paha biçilmez güzellikte seccadeler dokunmuştur. Seccade sanatı, Türk, İran ve Hint dokuma sanatında ayrı ayrı karakter göstermiştir. Bunun yanında belli dönemlerde ve belli bölgelerde dokunan seccadeler arasında ortak özelliklere rastlamak mümkündür.
İslamiyette esas olan temizliktir. Kalben temiz, bedenen temiz bir Müslüman, ibadetini istediği temiz bir yerde yapabilir. Namazı seccade üzerinde kılmak mecburiyeti de yoktur. Yüzyıllardır namaza ayrı bir hürmet gösteren atalarımız, temizliği kat’i olarak bilinen seccadeler üzerinde namazlarını kılmayı adet haline getirmişlerdir. Binbir emek ve göz nuru ile dokunan ve işlenen seccadeler halen Anadolu’daki genç kızların sandıklarına koydukları ilk çeyizleridir. Yine eskiden damada hazırlanan bohçanın ilk konan eşyasıdır.
Saccade sanatının en genç ve en sevilen isimlerinden biri olan Sümeyra Nur Güngör yani nam-ı diğer @pamukipligi ile babasından yadigar kalan seccade sanatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik…
YesilTopuklar.com : Öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
Sümeyra Nur Güngör: Bilgi Üniversitesi’nde psikoloji okuyorum. Aynı zamanda Üsküdar Üniversitesi’nde de aile danışmanlığı eğitimi alıyorum. Ama siz beni seccadeci kız olarak tanıyorsunuz 🙂
YesilTopuklar.com : Neden seccade üretimini seçtiniz ya da neden sadece seccade?
Sümeyra Nur Güngör: Baba mesleği olduğu için. Babam seccade üreticisiydi, kendisi klasik seccadelerin yanında farklı kumaş ve modellerde seccade üreten ve seccadeyi farklı bir boyuta taşımış bir isimdir. Seccade üretimi ve toptancılığı işin bir bölümünü oluştursa da iş kimliği bu olmuştur ve şimdi ben de bayrağı aldığım yerden başka boyutlara taşımaya çalışıyorum inşallah.
YesilTopuklar.com : YadigarEvim isminin anlamı ya da hikayesi var mı?
Sümeyra Nur Güngör: Öncelikle seccade işine nasıl girdiğimi anlatayım. Babamın vefatından sonra işleri kardeşlerim devam ettirdi. Ben hiçbir şekilde işte yer alacağımı düşünmemiştim. Ta ki bir gün fabrikada babamdan kalma numune bir seccade görene kadar. Seccadeye vurulmuştum. Ama babam da kardeşlerim de toptanda gitmeyeceğini düşünerek üretmemişlerdi. Tamam, ben bunu satarım diyerek işe başladım. Ayrı bir marka olacaktı ve kardeşlerim hiçbir şekilde sorumluluk almayacaklardı. Bu aşamada çok isim düşündüm. Bir gün annemle konuşurken “anne sen bize baba yadigârısın” dedim ve annem “Sümeyra sen boşuna isim düşünüyorsun. Baban sana isim de bırakmış aslında. İsmi yadigâr olsun.” dedi. Hala düşünüyorum ve daha güzel bir isim bulamıyorum 🙂 evim ise, seccade sonuçta ev tekstiline giriyor ve sıcak bir isim. Logosunda zaten ev çatısı içinde yazıyor evim kelimesi. Velhasıl, çok güzel, sıcak ve kısa zamanda herkesin benimseyip sevdiği bir isim haline geldi.
YesilTopuklar.com : YadigarEvim seccadelerinin geçmişinin çok uzun olmadığını biliyoruz. Tam olarak ne kadar zaman oldu?
Sümeyra Nur Güngör: Yaklaşık 10 ay oldu. İlk olarak markaya da adını veren ve efsane olma yolunda ilerleyen yadigar model seccademizi ürettik. Daha sonra muhalla ve lika model takip etti. Şimdi sırada gülefşan ve henüz ismini vermediğim bir seccademiz var.
YesilTopuklar.com : Peki, ileriki süreçte farklı çalışmalarınız olacak mı?
Sümeyra Nur Güngör: Tabii ki YadigarEvim markası sadece seccadeyle sınırlı kalsın istemiyorum. Ama hem daha öğrenci olmam hem de ticari olarak yolun başında olmam dolayısıyla çok fazla açılmak istemiyorum. Attığım adımlar sağlam olsun ve bir değer taşısın istiyorum. Bu yüzden markam adına farklı çalışmalar henüz erken. Ama ticari olarak bir faaliyette bulunsam kendi işimden önce kardeşlerimin sürdürdüğü hac-umre işinde butik tarzı çalışmalar yapmak istiyorum. Bakalım zamanla neler göreceğiz 🙂
YesilTopuklar.com : Eğitim gördüğünüz alanda da ilerlemeyi düşünüyor musunuz?
Sümeyra Nur Güngör: Kesinlikle. Bir kere okuduğum alandan çok memnunum ve kendimi ileride aile danışmanı olarak görmeyi çok isterim. YadigarEvim’i özellikle babamın bir parçası olduğu için çok seviyorum ama sanırım ne kadar büyürse büyüsün benim hobim ve baba yadigarım olarak kalacak.
YesilTopuklar.com : Biraz da seccadelerin tasarım süreci hakkında bilgi verir misiniz?
Sümeyra Nur Güngör: Şu ana kadar henüz kendi tasarımım bir seccadem olmadı. Daha önce çıkarılmış desen ve modellerden çalışıyoruz. Ve bu işleri yeni yeni öğreniyorum ben de. Bazen istediğim ürün hemen üretilebilecek zannediyorum ama o kadar kolay değilmiş 🙂 deseni, modeli, ipi, bir sürü terimi var.
YesilTopuklar.com : Kendinize ait bir tasarımı yakın zamanda görebilecek miyiz? Böyle bir hayaliniz var mı?
Sümeyra Nur Güngör: Kesinlikle var. Özellikle üretmek istediğim bir seccade var ki, o seccadeyi kesinlikle kendim için bile olsa üretmek istiyorum. Ramazan ayına yetişmesini hayal ediyorum ama söz veremiyorum.
YesilTopuklar.com : Tasarımlarınızda özellikle dikkat ettiğiniz bir husus var mı?
Sümeyra Nur Güngör: Kâbe ya da cami resimleri olmamasına dikkat ediyoruz. Onun dışında özgün modeller üretmeye çalışıyoruz.
YesilTopuklar.com : Seccade tasarımlarınızda ne tür kumaşlar kullanıyorsunuz?
Sümeyra Nur Güngör: YadigarEvim seccadeleri kardeşlerimle olan firmada küçük bir parça. Birçok malzeme ve kaliteden seccadelerimiz var. Kadifeden tutun, şönil, tafta, saten ve ipekliye kadar. YadigarEvim seccadelerinin özelliği ise goblen kabartma olması. Yani düz bir seccade değil, adeta bir çiçek bahçesi 🙂
YesilTopuklar.com : En büyük hayaliniz ve gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz nelerdir?
Sümeyra Nur Güngör: En büyük hayalim mutlu olmak… Gerçekleştirmek istediğim ise Allah güç ve imkân verirse birçok proje var. Evlilikle ilgili yapmak istediğim birçok şey var. Evlenecek gençlere maddi ve manevi yardımcı olmak mesela. Çünkü aile her şeyin başladığı yerdir ve gençler bu kararı verirken çok tecrübesiz ve yaşadıkları zorluklarda genelde yalnız oluyorlar. Onlara hem bu karardan önce, hem de evliliği içinde destek olacak eğitimler olsun ve ben bir parçası olayım isterim.
YesilTopuklar.com : Son dönemlerde tesettürlü bayanların öncülük ettiği birçok girişim bulunuyor. Bu girişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sümeyra Nur Güngör: Ben bu konuda Allah yollarını daha da açık etsin diyorum. Ticaret bir kadının yapabileceği en güzel işlerden biriymiş, henüz yeni fark ediyorum. Cihan Aktaş’ın Hz. Hatice’den bahsettiği bir yazısı vardır. “Hz. Hatice’nin 80 bin devesi vardı ve tebliğ yolunda saffetti. Hatta hicret bile büyük ölçüde onun mirasıyla gerçekleşmiştir. Peygamberimizle evlenmeden önce de yardıma açıklığı nedeniyle evi “Dar-ul Yetim”,” Dar-ul Ümit” olarak adlandırılmıştır Hz. Hatice’nin. Kaynaklara bakılırsa verdiğim bilgiye ulaşılabilir. Hatice uluslararası saygınlığı olan bir iş kadınıydı.” Bu söz her şeyi özetliyor aslında. Mesela son dönem Osmanlı prenseslerinden Dürrüşehvar Sultan, sürgün edildikten sonra Hindistan nizamının oğluyla evlenir. Kayınpederi karşı çıksa da Urdu dilini öğrenir ve halkındaki kadınların sosyal ve ekonomik hayata katkıları için projeler yapar. Mesela Hindistan’da kendi parasıyla bir hastane ve hemşirelik okulu açmıştır. Yine bir başka örnek umreye gittiğimde Mekke-Medine arasında bir su yolu vardı, bunu Harun Reşid’in eşi Zübeyde Hanım yaptırmış ve adı “ayn-ı Zübeyde” idi, çok etkilenmiştim hikâyesini dinlediğimde. Daha sonra bu suyolunun tadilatını Mihrimah Sultan yaptırmıştır. Bunlar bizim önümüzdeki çok güzel örnekler ve tarihimiz bunun gibi birçok güzel örnekle dolu.
YesilTopuklar.com : Tesettür-moda kavramları çok tartışılır oldu. Siz bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz?
Sümeyra Nur Güngör: Ben tesettür ve modanın iki ayrı kavram olduğunu düşünüyorum. Tesettürlü modacı olabilir, modaya uygun giyinen tesettürlü olabilir ama tesettür modası diye bir şey olamaz bence. Kaldı ki günümüzdeki tesettür modası diye adlandırılan furya bunun bir örneğidir. Modayı tesettüre sokacağımıza, tesettürü modaya soktuk. Tabi bu İslam eksenli tartışmanın sadece kadınlar üzerinden yürümesine ve tesettürlü kadınların herkesin eleştirisine maruz kalmasını kesinlikle doğru bulmuyorum.
YesilTopuklar.com : YadigarEvim seccadelerini temin etmek isteyenler size nasıl ulaşabilir?
Sümeyra Nur Güngör: İnternet sitemiz henüz faaliyete geçmedi. Şimdilik facebook.com/yadigarevim adresinden sipariş verebilirler. Onun dışında Ankara’da, Kapalıçarşı’da ve Ümraniye’de bir mağazada ürünlerimiz bulunmaktadır.
YesilTopuklar.com : Özellikle sosyal medya ortamında diledikleri gibi yorum ve eleştiri yapabilen insanlar var. Size nasıl tepkiler geliyor?
Sümeyra Nur Güngör: Kesinlikle çok güzel yorumlar alıyorum. Şu ana kadar ürünlerimle ilgili tek bir kötü yorum yâda eleştiri almadım. Ama yaptığım işle ilgili birkaç eleştiri geldi. “namazı da ticarete dönüştürdünüz” gibi anlamsız tepkiler. Şöyle cevap veriyorum, “bugün Kur’an-ı Kerim’in bile kitap olarak bir maliyeti var. Seccadenin değil, namazın değeri ölçülmez.” Sanırım kavram problemi yaşıyoruz biz biraz.
YesilTopuklar.com : Son olarak YesilTopuklar.com ziyaretçilerine söylemek istedikleriniz var mı?
Sümeyra Nur Güngör: Hayat bizim için her an her şeyin bizi beklediği, başımıza her an her şeyin gelebileceği fani bir yer. İnsanın başına gerçekten çok kötü, üzücü şeyler gelebiliyor. İnsanlar gerçekten bundan sonra hayata devam edemeyecekler gibi düşünebiliyorlar. Ama öyle değil, şu an ben bile inanamıyorum bu sözleri söyleyen ben miyim diye. Ama her üzücü şey geçiyor. Yeter ki insanlar mutlu olmak istesinler. Herkesin mutluluk duyacağı bir şey mutlaka vardır. Yeter ki sabır ve duayı elden bırakmayalım.
Sümeyra Nur Güngör’e içten ve samimi sohbeti için çok teşekkür ederiz.
Röportaj: Saliha Çelik
Fotoğraf: Betül Bembeyaz
İletişim için:
facebook.com/yadigarevim
Yorumlar