Hac Hala Kurban’a Denk Geliyor(!)

Hac Hala Kurban’a Denk Geliyor(!)

Kabe Fotoğrafları

Yıllarca beraber yaşayan, en azından bir arada yaşayan, insanlar birbirlerine en fazla ne kadar uzak olabilirler? En fazla ne kadar yabancı olabilirler? Beraber okullara gidip, kim tarafından ‘yönetileceğinizi’ bir bütün olarak sizin verdiğiniz kararlar verirken, beraber askerlik yapıp beraber doğar, beraber ölürken en fazla ne kadar bîhaber olunabilinir?

Buradan sonrası ‘yani hayatınız hiç mi kesişmez, hadi kesişmedi diyelim hiç mi merak etmezsiniz?!’ diye bir feryat içeriyor. Ve müsaadenizle bir miktar da hakir göreceğim birazdan bahsi geçecek olan insanları.

Şimdilerde hepimizin bildiği ve acı acı güldüğü 80’lerde atılmış bir cumhuriyet gazetesi başlığıdır:

Kabe Fotoğrafları

‘Bu Yıl da Hac Mevsimi Kurbana Denk Geliyor’

İnsan sanıyor ki dine ve kendini dindar olarak tanımlayan insana uzak kalmanın ‘havalı’ görüldüğü, sizi ‘aydın’ yaptığının sanıldığı yıllar hakikaten o yıllarda kaldı ve bitti. 80’ler geçti yıl 2014’de geldi ancak bitmemiş, öyle sanıyorum ki bitmeyecek de.

Kendi toplumundan bîhaber gazeteciler, siyasetçiler, onlar bunlar… Yüksek öğretim kurumunun o çok sevdiği kalıpla söyleyeyim: siz ‘topluma ayna tutan insanlar’ toplumun ne yaşadığını, ne düşündüğünü neye inandığını bilmedikten sonra Marx’ı Almancasından okusanız ne olur, Harvard’da hoca olsanız ne olur. Temsil değeri olmayan milletvekili sayfaları bomboş bir kitaba benzetebiliriz. Daha evvel bahsetmiştim Umre’ye gitmek için verilecek paranın eğitim için harcanmasının daha hayırlı olduğunu söyleyenleri. Bu öğretmen öbürü gazeteci, meslek de çok fark etmiyor esasında ancak her halükarda bu kadar cahillik ancak eğitimle oluyor. Sonrası Kur’andan hadisler okudular gibi komik cümleler, sonrası haccın kurbana orucun ramazana ‘denk gelmesine’ şaşırmak.

İstanbul’un fethinin 561. Yıl dönümünde bir grup Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılması için Ayasofya önünde sabah namazı kılındı. Yalnız bunun Milliyet Gazetesinde haber oluş şekli ‘hac kurbana denk geliyor’ cahilliğinden ve rezilliğinden bir adım uzaklaşılmadığını, bunca süre zarfında dindarlaşmak için değil şu kadar Müslüman’la aynı ülkede yaşadığın için, en azından bilmen, için bu ülkede gazetecilik yaptığın için öğrenmeye dair tek bir adım atmadığını gösteriyor.

‘Kabe imamı ‘toplu halde’ sabah namazı kıldırdı. Namaz sırasında kadın ve erkekler ‘haremlik-selamlık’ olarak saf tuttu.’

Toplu halde sabah namazı kıldılar diyerek namazın cemaatle kılınmasından bahsediyor sanırım, o kadar insanın bireysel olarak namaz kılmak için toplandığını sanıyordu galiba. Namaz sırasında kadınların ve erkeklerin haremlik selamlık durduğundan bahsederek cehalette zirveye oturuyor.

Kararsız kaldım ben bu senenin Ebu- cehil ödülünü ‘Muhammed dini kurduğunda’ diyip dini kurulan bir şey zannettiğini gösteren Melis Alphan’a mı, yoksa din, mezhep ve milliyet konusunda kafa karışıklığı yaşayıp ‘Alevi, Sünni, Laz’ı aynı bağlamda kullanan Aylin Aslım’a mı yahut pis geri kafalı yobazların (bu biz oluyoruz) namazı haremlik selamlık kılmasında bir ilginçlik bulan Mert İnan’a mı vermeli? Ne dersiniz?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir