Milano moda haftasında bir çok önemli marka 2021 Kış sezon koleksiyonunun sunumunu yapmaya devam ediyor. Çoğunlukla online olarak yapılan defileleri seyirciler bilgisayar veya akıllı telefon ekranlarından canlı olarak seyrediyor. Defile sonrasında sadece moda otoriteleri, editörler, kritikler ve alıcılar markaların show roomlarını ziyaret ederek ürünleri yakından görebilecekler.
Moda haftasının birinci günündeki sunumlar arasında en çok ses getiren Fendi markasının defilesi oldu. Roma İmparatorluğu teması ile hazırlanan defile alanında mankenler camekanlar içinde yer alan Romalı heykellerin ve sütunların oluşturduğu labirentlerin içinden geçercesine yürüdüler. Aynalarla hazırlanan sahnede, labirentin içinde yolunu bulan mankenlerin çifter çifter yansımaları ile kameraya doğru ilerleyip sonra bir noktada yok olmaları, farklı bir illüzyon algısı oluşturdu.
Defilede dikkat çeken tasarımlar arasında tilki kürkünden yapılmış uzun bir manto yer alıyordu. Aslında bir kaç yıl önce Fendi markası, yıllardır estetiğinin bir parçası haline gelen kürk kıyafetleri, bundan sonra yapay kürk kullanarak hazırlayacağını ilan etmişti. Bunun tek sebebi global anlamda kürk satışına karşı yapılan protestoların moda dünyasında da büyük dalgalanmalara sebep olması, lüks moda markalarının bu problemle yüzleşmesi ve sonuç itibariyle başka çözüm yollarına başvurmak zorunda kalmasıydı. Hatta Fendi’nin yapay kürk açıklaması sonrasında müşteriler, lüks marka ürünlerinin kalitesi için büyük miktarlar ödediklerini ve kalitesiz yapay kürk içeren ürünlere aynı ücreti ödemenin mantıksız olduğunu söylemiş, isyan etmişlerdi.
Ama ilginç bir şekilde marka son defilesinde sunulan tilki kürkünden yapılmış mantonun yapay kürk olmadığını ancak, upcyle denen ileri dönüşüm yöntemiyle hazırlandığını açıkladı. Peki, son zamanlarda moda dünyasında çokça duyduğumuz ileri dönüşüm ne anlama geliyor? İleri dönüşüm, elde var olan kumaşları, kıyafetleri alıp onları kullanarak, yeni bir tasarım veya kıyafet hazırlanması anlamasına geliyor. Örneğin, rahmetli anneannemin, siyah tilki kürkünden hazırlanmış bir mantosu vardı. Anneannemden kalan bu kürk mantoyu küçüklüğümde annemin giydiğini hatırlıyorum. Ben şimdi o kürk mantoyu alıp üzerinde değişiklikler yapıp, kendime uygun farklı bir ceket haline getirirsem, bu yaptığım ileri dönüşüm oluyor. İleri dönüşüm için yeniden tasarladığınız kıyafetin eski veya vintage olmasına da ihtiyaç yok. Eskimiş veya yırtılmış bir pantolonun diz kısmına yama yapılması da ileri dönüşüm olarak kabul ediliyor. Burada ilginç olan, zaten her zaman var olan konseptlerin moda dünyasında sanki çok büyük bir inovasyonmuş gibi veya ortaya yeni bir trend çıkmış gibi, yeni kelimeler kullanılarak insanlara sunulma stratejisi.
İşte aslında Fendi markasının son defilesinde yapmak istediği de tam bu. Yeni marka kimliğinde “Artık gerçek kürke hayır diyoruz!”, dedikten sonra, yapay kürkten de koleksiyon çıkarmak istemeyen lüks marka çözümü eski Fendi koleksiyonlarında yer alan kürk ürünleri veya stokta yer alan kürkleri yeni tasarımlarla ortaya çıkararak “Bakın biz artık ileri dönüşüm yapıyoruz” diye ilan etmek. Buna ilaveten, Fendi’nin vermek istediği ikinci bir mesaj da, “Biz çevreyi düşünüyor ve sürdürebilir kıyafetler tasarlıyoruz” oluyor.
Halbuki, Fendi’nin adeta yeni bir şey yapıyormuşçasına pazarladığı, bize satmak istediği bu algı, bizim kültürümüzde, örf ve adetimizde yüz yıllardır var olan bir şey. Bizim kültürümüzde hiç bir zaman bir şey israf edilmediği gibi, küçülen, yırtılan, eskiyen kıyafetlerin bile her zaman yenilenebildiğini, değerlendirildiğini biliyoruz. Eski bir kumaş parçası mesela, hiç bir şey olmasa en azından toz bezi olarak kullanılır bizde. Böyle olunca da, Fendi’nin yeni koleksiyonunu inceledikten sonra “Hadi oradan! Fendi, sen kimi kandırıyorsun?”, demeden de geçemiyoruz.
Yorumlar