Altın Günü Yapmak Ne Kadar Doğru?
Hanımların, komşuları ya da akrabalarıyla birlikte “altın günü” adı altında toplanmaları komşuluk, akrabalık ve dostluk ilişkilerini pekiştirir. Bazıları bunun caiz olmadığını söylese de kimsenin mağdur olmadığı, herkesin sırası gelince verdiği altını aynen aldığı hatta tasarruf alışkanlığı kazandığından dolayı caiz olmayacak bir durum yoktur. Çünkü bu, sonuçta bir borç verme işlemidir. Ancak enflasyonist ortamlarda katılımcılardan bir kısmına sıra gelmesi için beklenmesi gereken süre içinde parada vuku bulacak değer kaybından doğan zararı önlemek için borçlanmanın altın gibi daha az değişken bir değerden olması daha uygun olur. Çünkü paranın değerinin artması halinde sırası önce gelenler; eksilmesi halinde ise sırası sonra gelenler zarara uğramış olacaktır. Değer kaybı durumunda borçların misliyle değil kıymetiyle (borçlanıldığı gündeki alım gücüyle) ödenmesi esastır. (Zeylai, Tebyinü’l-Hakaik, IV, 143-144)
Altın Günü Toplantılarında Ne Yapmalı, Ne yapmamalı?
Altın günü toplantılarında israflı sofralar kurarak kötü örnek olunmamalı, aksine mütevazi ikramlarda bulunularak aile bütçesini zorlamamalı. Zira israfa örnek olmak, başaklarına da bu mesajı verir ki; bu güzel bir örneklik değildir. İsrafta sünnete zıtlık, nimete şükürsüzlük söz konusudur…
Gerek altın günü toplantılarında gerekse diğer misafirliklerde israf örneği vermekten ciddi şekilde kaçınmalı, az çeşitli ikram sünnetini hayata geçirme bilincini yerleştirmelidir. Ne yazık ki israflı hayata kötü şekilde alışıldığından, iktisatlı hayat yokluk ve mahrumiyet işareti sanılıp, bunalıma girilmektedir.
Aynı zamanda hanımlar altın günlerinde, anlayacakları dilde yazılmış faydalı kitapları okumayı adet edinerek, bu toplantıları ilmi değer ifade eden kültür faaliyeti haline getirebilirler.
Kaynaklar: Diyanet
Yeni Aile İlmihali
Müslüman Hanımın El Kitabı
Yorumlar