Bağışıklık sistemimizin güçlü olmasının önemi nedir?
Vücudumuz tüm bulaşıcı hastalıklardan kendi savunma sistemi olan “Bağışıklık Sistemi” sayesinde korunur. Bu sistem çökerse normalde hastalık yaratamayacak en basit bir zararlı organizma bile ölümcül sonuçlara yol açabilir. Vücut birçok çevresel etmene karşı savunmasız kalır. Üstelik kanser gibi hastalıklarla da vücudun başa çıkabilmesini bağışıklık sistemimizin güçlü olması sağlamaktadır. Kendini korumayan bir organizma er veya geç yok olacaktır. Bağışıklık sistemi de bizim kendimizi korumamızı sağlayan savunma sistemimizdir.
Neden bahar aylarında da bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye ihtiyacımız vardır?
Mevsim geçişlerinde hastalık yapan mikropların doğada yayılımları artar, bir sıcak bir soğuk olan hava koşulları kişilerin bağışıklık sistemlerini zayıflatır ve hastalıklara karşı zemin hazırlar. Değişen hava koşullarına adapte olmaya çalışırken vücutta katabolizma artar bu nedenle organizmadaki bütün hücresel süreçlerin daha iyi iş görebilmek için desteğe gereksinimi olur. Bağışıklık sistemimiz de bu desteklenmesi gereken süreçlerden biridir. Çünkü zararlı mikroorganizmaların yayılımı çok daha kolay olduğundan bulaşması artar biz de daha fazla enfeksiyon riski ile karşı karşıya kalınır. Kişiyi koruyan da bağışıklık sistemi olduğu için onu sağlam tutmak şarttır.
Grip, soğuk algınlığı gibi hastalıkların genel sağlık üzerindeki başlıca zararlı etkileri nelerdir?
Grip viral bir hastalıktır. Bağışıklık sistemi normal çalışan bir insana bulaştığında, hafif ateş, kırgınlık, burun akıntısı, öksürük gibi semptomlar yarattıktan bir süre sonra iyileşir. Ancak eğer yeterli savunma yoksa, viral enfeksiyonun üzerine başka bazı ikincil enfeksiyon ajanları eklenebilir ve sinuzit, pnömoni, plörezi, orta kulak iltihabı gibi daha ağır enfeksiyonlar gelişebilir. Bu tür enfeksiyonlarda bağışıklık sistemi influenza virüsünü yenemeyecek denli zayıf bir hastayı ölüme sürükleyebilir. Küçük çocuklar ve yaşlılarda, özellikle de düzgün beslenemeyen kimselerde hele bir de sigara içiyorlarsa basit bir gribal enfeksiyon uzar ve hiç istenmeyen durumlar karşımıza çıkabilir.
Sonbahar aylarında hastalıklardan korumak için ne yapılmalıdır?
Düzgün beslenilmeli, mutlaka meyve ve sebze tüketilmeli, uykuya dikkat edilmelidir. Aşırıya kaçmamak kaydı ile içinde birçok mineral içiren fındık, kuru kayısı, badem, ceviz gibi kuru yemişler yemek ve en az 2,5 litre sade su içmek alınabilecek basit önlemlerdir. Toplu taşıma araçlarını kullanırken çok dikkat edilmeli, indikten sonra eller ve yüz mutlaka yıkanmalıdır. Kişisel hijyene dikkat etmek birçok enfeksiyona maruz kalınmasını engeller. Düzenli olarak dişlerini fırçalayan kişiler ağız, boğaz ve sindirim sistemi hastalıklarına belirgin biçimde daha az maruz kalır. Havanın da son derece aldatıcı olduğu bu dönemde giysilere dikkat etmek, fazla ince veya kalın giyinmemeye özen göstermek gerekir.
Bu mevsimde bağışıklık sistemini güçlendirmek için ne yapılmalıdır?
Bağışıklık sistemi yukarıdaki koşulları sağlanabilirse zaten kişiyi korur. Düzgün beslenen ve gerekli miktarda su tüketen bir insan zaten kendisine gereken vitamin ve mineralleri alır. Ancak bazı durumlarda yaşamında özel bir dönem geçiriyorsa; çalışma, uyku, beslenme düzeninde değişiklikler olmuşsa veya ruhsal durumunu etkileyecek olumsuz olaylar yaşıyorsa, aşırı stres altındaysa vitamin desteği alması doğru bir adımdır. Bu dönemlerde neye ihtiyaç duyduğunu belirlemek için doktor ve eczacıdan danışmanlık almak gerekir. Etrafımızda bulaşıcı hastalığı olan kişiler varsa, korunma ya da önlem alabilmek için vitamine ihtiyaç duyabilirler. Örneğin ekinazya ekstresi, mürver çiçeği, c vitamini, çinko, beta glukanlar.
Doğal ürünlerin bağışıklık sistemini güçlendirmedeki etkileri nelerdir?
Erişkinler her yıl 2-3 kez soğuk algınlığına yakalanır ve işe gidemez. Ekinezya bağışıklık sistemini aktive eder, savunma hücrelerinin etkinliğini artırır ve doğal öldürücü hücre aktivitesini artırır. İlk nezle belirtileri ortaya çıkar çıkmaz ekinezya kullanmaya başlanırsa semptomların süresi ve şiddeti azalabilir.
Mürver, hem antibakteriyel hem de antiviral (influenza) etkili olduğu için influenzanın sekonder yan etkilerine karşı da koruma sağlayabilir.
Geleneksel tıpta propolis viral hastalıklar, inflammatuar durumlar, ülserler ve yüzeyel yanıkların tedavisinde kullanılmıştır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğine inanılır. Eski zamanlarda boğaz ağrısı olduğunda bir parça propolisin ağızda çiğnenmesinin hastalığa iyi geleceği düşünülürdü. Ancak akılda tutulması gereken şey; arılara, bal ve bunun gibi ürünlere alerjisi olan kişilerde propolisin daha şiddetli bir alerjik reaksiyon oluşturabileceğidir. Bu nedenle mutlaka çok dikkat edilmeli ve bilinçsiz kullanılmamalıdır.
Yorumlar