Dünyaya gelirken, avuçlarımızın içine yaşama dair bir kullanma kılavuzu verilmiş olsaydı ne güzel olurdu diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Hani şu hep söylenen, “ hayatın ne getireceği bilinmez ”, “ bu konuyu sen biraz düşün bakalım ne yapacaksın ”, “ ah bu insanlar… ” gibi kalıp cümlelerimizin ve kalıp problemlerimizin çözümünde yol gösteren bir kılavuz hiç de fena olmazdı belki de . Oysaki dünya öyle bir yer ki, milyarlarca insan, milyarlarca ırk, milyarlarca renk, milyarlarca bakış açısı var ortada . Tüm bu farklılıkları kuşatıp, her birimize bir kullanma kılavuzu verilmesi biraz fazla ütopik! -mi acaba?
Oysaki her birimize yaşamı, yaşamayı öğreten bir kılavuzumuz var. Dara düştüğümüzde şifa olan, anlaşmazlığa düştüğümüzde yol haritasını yazan, hayatın içinde kurduğumuz denklemlerin, eşittirden sonra gelen kısmını tamamlayan bir yaşam rehberimiz var. O yaşam rehberi ki en basit konulardan en karmaşık konulara kadar insanlığa ışık olmakta. Bu kıymetle rehber elbette ki Kur’an-ı Kerim. Okudukça kendisini açan, sırlarını hak edenlere bir bir ifşa eden Allah kelamı Kur’an-Kerim .
“ Allah size ayetlerini gösteriyor .Şimdi Allah’ın ayetlerinin hangisini inkar edebilirsiniz ? ”
( Mü’min Suresi, 81 )
Yaşam bu! İnsan tökezler de, kanatlanıp uçar da. Hayat, nihayetinde bir kulluk imtihanı değil mi? Her şey insanlar için ey dost. Ne olursa olsun elinde bir rahmet nuru var. Sana da, dertlerine de, sıkıntılarına da, yaşamına da şifa olan bir nur parçası o.
Okumak lazım, okumak ve de anlamak. Okudukça, Kur’an-ı Kerim’in zaman ve mekanın ötesinde bir kitap olduğu daha kolay anlaşılır. Kur’an-ı Kerim dünü nasıl açıklayabildiyse, bugünü de açıklamaya muktedirdir. O yüzden Allah kelamını okumak, yaşamı sadeleştirmek için en huzurlu yoldur.
“ Muhakkak ki Kur’an, hem senin için, hem de kavmin için bir şereftir ve ileride O’ndan mesul olacaksınız ! ”
( Zuhruf Suresi, 44 )
Zor gelmesin ayetlerin hakikati görmek. Kişisel ya da toplumsal hayat içinde bir konu ile ilgili, özellikle hassasiyet noktalarında, insanların yaptığı yorumlar eğer İslami bir temele dayandırılıyorsa hemen sormak lazım . Çünkü o kadar çok dezenformasyon var ki günümüzde. İnsanlar; pek çok konuda din böyle emrediyor diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışabiliyor. Sorduğunuzda, peki bu söylediğin şey Kur’an-ı Kerim’de mi yazıyor, hadislerde mi mevcut, sünnet-i seniyyede mi var? Hakkıyla bilmeyenler cevaplarda tökezliyor. İnsanın söylediği sözün kaynağını bilmesi çok mühim. Çünkü inanç meselesi hassas bir konu ve dayanmamız gereken referanslarımız belli: “ Kur’an-ı Kerim, Efendimiz Muhammed Aleyhisselam, Muhammed Aleyhisselam’ın yaşamı, hadisleri ve ulema! ” İşte o yüzden okumak lazım . Yaşamı yönetmek için de, hayata tutunmak için de, yanılmamak ve yanıltmamak için de bize bahşedilen yaşam kılavuzunu iyi bilmek lazım. Allah’ın kelamına tutunduktan sonra, her yer cennet-i ala bu dünyada da…
Müslüman olarak doğmanın şükrünü bilen bir insan elbette ki Kur’an-ı Kerim’in de lezzetini bilir. Evet bizlere, henüz daha doğmadan önce kalplerimize nakış gibi işlenen o yaşam kılavuzu Kur’an-ı Kerim’dir. Elinizi kalbinize koyun yaşam kılavuzunuz orada, kalbinizin içinde.
“ Sana bu Kur’an-ı Kerimi vahyetmekle, geçmişteki olayları en iyi şekilde anlatıyoruz . Doğrusu bundan önce senin hiç haberin yoktu ! ”
( Yusuf Suresi, 3 )
Orada yazılı tüm kainat… Orada yazılı iyi insan olmanın yolu. Şükür de orada hamd da, hamd-ü senalar da. İslam ahlakının güzelliği, bilinenler, bilinmeyenler hep orada . Kur’an, evlerimizde duvarlara asılan bir süs değil ki, o yüzden Yaradan Rabb’inin adıyla oku!
Selam ve dua ile
Yorumlar