Hayatıma Çektiklerim Meğer ‘Ben’mişim!

Hayatıma Çektiklerim Meğer ‘Ben’mişim!

Hayatıma Çektiklerim Meğer 'Ben'mişim!

İnsan hayatında ilk önce ruhsal bir varlık olduğunu kabul etmeli ve anlamalıdır. İkinci olarak da hayatındaki olayların hem de bütün olarak sorumluluğunu üzerine aldığında hayatının gerçekten düzene gireceğini unutmamalıdır.

Hayatta kurban yoktur, kurban olmaya gönüllüler vardır. Hayatınızdaki kurbanın kendiniz olmadığınızı anlamanız bile uzun bir zaman ve çaba gerektirir. Yanlış inançları serbest bırakmak oldukça zor ve acı vericidir. Fakat aynı zaman da değişimin başlangıcıdır.

Gelin bu yazıyı okurken bir yandan da, elimizi sıkı bir yumruk yapalım, olabildiğince sıkı ve en az otuz saniye gevşetmeyelim. Sonra yavaş yavaş gevşetmeye başlayalım. Avucumuzu açtıkça eklem yerlerimizin, parmaklarımızın, bileğimizin ve kolumuzdaki hisse dikkat edelim. Sabırla serbest bırakma işlemini sonuna kadar götürelim.

Herhangi bir şey tutmadık, sadece yumruk sıktık ve buna rağmen çok acı duyduk. Çünkü otuz saniye boyunca elimizi çok sıkmıştık. Şimdi düşünün on yıldır, yirmi yıldır hatta daha uzun zamandır sıkıca tuttuğumuz yanlış bir inancı serbest bırakmanın da insana nasıl acı vereceğini

Hayatıma Çektiklerim Meğer 'Ben'mişim!

Eski İnançlarla Vedalaşmak Egonuza Zor Gelir

Serbest bıraktığınızda hissettiğiniz acı ruhunuzdan değil, egonuzdan kaynaklanır. Egomuz bizim üzerimizdeki etkisini kaybetmeye başladığını anladığı anda çılgına döner. Fakat bu eskimiş zararlı inançlarımızı serbest bırakmanın içimize verdiği huzur bambaşkadır. Ruhsal olarak olgunlaşmış insanlar hayatlarının sorumluluğunu üstlenir. Olgunlaşmamış olanlar ise her zaman suçlayacak birini ararlar.

Karşılaştığımız Her İnsanda Biraz Daha Kendimizi Buluruz

Karşılaştığımız her insanın görüntüsünde kendimizle yüz yüze geliriz. Karşılaştığımız herkes insan kimliğine bürünmüş birer ayna gibidir. Belki bu fikir ilk duyduğunuzda hoşunuza gitmeyebilir ama zamanla doğru olduğunu anlayacaksınız.

Karşılaştığımız her insan bir açıdan bizim bireysel bilincimizin yansımasıdır. Kendinizi kurban rolünde hissettiğinizde etrafınızda birden bire hain kurt rolünü üstlenmeye can atan insan çıkıverir. İlişkilerinizin başlangıcındaki kibarlıklar geçtikten sonra, içinizde taşıdığınız korku, ıstırap ve yaralar onlara yansıyor ve sizden yayılan olumsuz enerjiye uyum sağlamaya başlıyorlar. İçinizdeki negatif enerjiyi ise özenle, hoşluk maskesi altına saklarsınız tıpkı dönemimizdeki tüm kadınlar gibi. Her şey felaket olsa bile, harikaymış gibi göstermekte çok ustayızdır.

Hayatıma Çektiklerim Meğer 'Ben'mişim!

Bunu Bize Kim Zorla Yaptırıyor?

Bunu bize zorla yaptıran kimse yok tabi ki, kabul etsek de, etmesek de bunu kendimize yine kendimiz yapıyoruz. Gerçek kimliğimizi gizlemek, bizim için önemli olan şeyleri reddetmek, ihtiyacımız olan yanıtları kendi dışımızda aramamız hep bu inancın sonucudur. Halbuki kendimizi iyi hissetmek ve hayatımızı düzene sokmak için eski kocamız, sevgilimiz ya da bunu bizim için birilerinin yapmasına ihtiyacımız yoktur. Bunu yapabilecek tek kişi biziz.
Bunu derken kocamın bütün davranışlarının sorumluluğunu üzerime almayı kastetmiyorum. Bunu anlamanız çok önemli. Onun yalnızca benim hayatımdaki davranışlarının sorumluluğunu almaktan bahsediyorum. Hiç birimiz bir başkasının davranışlarından sorumlu olmayız, sadece onun bu davranışlarının hayatımıza girmesinden sorumlu olabiliriz. Kısacası, hiç de hoş olmayan bir durumdan kendimizi uzaklaştırmak, iyileşebilmek için yeterli değildir. Tekrar dışarı çıkıp aynı sefaleti bir kere daha yaşamalı ve iyileşmek için temel nedeni bulup kendimizi tedavi etmeliyiz.

Hayatıma Çektiğim Olumsuz Kişi ve Olayların Temel Nedenini Nasıl Bulabilirim?

Hayatımızdaki olumsuzlukları oluşturan temel nedeni bulmak kolay değildir, büyük çaba gerektirir. Bilinçaltımızın o derin karanlık sularına dalmak hiç de eğlenceli değildir, ama geçmişi tekrar tekrar yaşamaktan bin kat daha iyidir.

Kim bilir kaç kez o bildik durumlara düştüğünüzü bir düşünün. Her seferinde böyle bir şeyin başınıza tekrar gelmeyeceği noktasında ne yeminler etmişsinizdir. Ama yine oluyor ve her seferinde bir öncekinden daha beter bir kısır döngü…

Kendi ruhsal gerçekliğimizle barışmadığımız sürece, hayatımızda olup bitenden sorumlu değilmişiz gibi davranırız. Sadece yaşamaya devam ederiz, kimsenin başını ağrıtmamaya özen gösteririz. Fakat berbat olaylar üzerimize gelmeye devam eder. Tabi ki hayattan beklediklerimiz bu değildir, hem kendimizi hem de bizi dinleme nezaketinde bulunan herkesi buna inandırmaya çalışırız. Aslında tamamen bize ait olan negatif yükümüzün dışarıda bir yerlerde olduğu hayaliyle yaşarız bu yük belimizi büktüğünde ise hiç farkına varmayız. “Bu kadar uğraştığım halde neden böyle şeyler hep beni bulur?“diye isyan ederiz. Bizi buluyor çünkü ayaklar altına alınmayı, kullanılıp bir kenara atılmayı ve sırtımızda taşıdığımız negatif yüzü aslında hak ettiğimiz inancını yaşıyoruz. Bizler birer hata değiliz, sadece yaralı insanlarız ve yaralarımızı tedavi etmeye ihtiyacımız var.

Bize düşen suçlayacak birini bulmak değil. Ruhsal sağlığımızı yaralarımızı sevgi ve bağışlama yoluyla onarmaktır. Başka birini lanetleme eğilimi duyduğumuz anlarda aslında içten içe bizim lanetlenmeyi hak ettiğimiz inancını yaşıyoruz. Başkalarını yargıladığımızda aslında kendimizi yargılıyoruz.

Dışarıda gördüğünüz her şey içeride gördüklerinizin yargılarıdır” Etrafımızdaki insanları ve kendimizi önyargısız tanımak içimize müthiş bir rahatlık ve derin bir huzur verir. Bir başkasına baktıkça gördüğümüz kendimiziz. Yargıladığımız, lanetlediğimiz, rahat bıraktığımız, sevdiğimiz aslında biziz.

Kendinize hayatınıza bir göz atın, ruhsal benliğinizle uyum içinde olan bir şey var mı? Yarı yarıya uyumlu olanla uyumsuzluğa doğru kayanları bulun ve ayırın. Tamamen uyumsuz olanları serbest bırakmaya istekli olun. Ve hepsini Allah’a emanet edin. Bizi inciten her şeyi Allah’a emanet edin. Bizi inciten aslında kendi yanlış inançlarımız yargılarımız, yaptığımız haksızlıklardır. Biz onlara bağlı kaldıkça bizi incitmeye devam edecektir.

Hayatıma Çektiklerim Meğer 'Ben'mişim!

Kendinize Dürüstçe Sorun

Ben bu acıdan kurtulmak istiyor muyum? Bu mutsuzluktan kurtulmak istiyor muyum? Eğer yanıtınız yalın bir “evet” ise unutmayın sadece istemek acı ve mutsuzluğu yenmeye yetmez. “Evet istiyorum ama nasıl yapacağım? ” demeniz gerekir.

Bu noktada yardıma tamamen açmış oluruz kendimizi ve duruma bizden fazla hakim olan birinin yardımına ihtiyaç duyarız. Bu yardımın sevgi olduğunu bilmek beni çok rahatlatır. isim önemli değil, yeter ki “O” na dönün ve bütün zararlı yanlış inançlarınızı ona emanet etmeyi isteyin.

“Allah’ım bu olumsuz inancımdan kurtulmam için bana yardım et, bana yardım et ki, iyileşebileyim sevecen, duyarlı, ve nazik bir adamla hayatımı paylaşabileyim. Artık bu yargılarla yaşamak istemiyorum. Onları sana emanet ediyorum. Teşekkürler

Online Yaşam ve İlişki Koçluğu Hizmetleri üzerine ayrıntılı bilgi almak için www.interaktifdanismanlik.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir