Hizmet, Belki Bir Gülümsemeyle Başlar…

Hizmet, Belki Bir Gülümsemeyle Başlar…

Belki bir gülümsemeyle başlar, hizmetin yolculuğu, kim bilir…

Kapısını çarpıp çıkmış gönlü kırık bir rûha rüzgar olur; nefes olur, yüzüne dokunur o tebessüm…

Bir adres sorana verilen saygılı bir cevaptır belki de, gönle işlenir gidilecek yer böylece…

Zannederiz ki, Allâh’ın yolunda hizmetin çeşitleri bellidir ve zannederiz ki, hizmet yolunda kariyer gerekir. Unutur gideriz, fark etmeyiz, bir… annenin diplomasız pişirdiği yemektir hizmet… Bir babanın evine ekmek götürme arzusudur kalbindeki… Evlâdın attığı adımdır okula giden, çözdüğü sorudur hizmet… Zaman gelir, her biri yerini bulur elbet… Rabbiyle şah damarından daha yakın bir muhabbete benzer bu kapının yürekteki varlığı… Ağza atılan lokma, niyetine göre değişir zevk ü sefâ da olur, cevr u cefâ da… Gönle düşen o sihirli kelime var ya, işte odur hayata kalite getiren… “Niyettir” bizi vardığımız yerde bekleyen…

Bazen bir belgesel izlenirken duyulan şaşkınlıktır hizmet… Ardından O Yüce Yaratıcı’nın idrâk ötesi mükemmelliğini keşfetmek… Çünkü an gelir, o şaşkınlık, cümle olur, başka kulaklardan içeri girer, zihinlere oturur. Ve hizmet, Yüce Yaratıcı’nın yeryüzündeki imzalarının dillendirilmesiyle mânâ kazanır, bereket olur.

Sevmektir hizmet… Rabbin yarattığı muhabbeti çoğaltmaktır ve çoğalmasına vesile olmaktır. Çünkü sevmek fedakârlık, sevmek duâ, sevmek candır… Sevilene emektir, sevene rahmettir. İçine işleyen sıcaklıkla üşütmemektir kimseyi, kollamaktır dışarıda kalmış kimsesizleri… Sevdiğinin hizmetini kendi yoluna eklemek ve bereketlendirmektir dünyayı…

Hizmet bir zincirdir, başlatan da kazanır, sona eklenen de… Ve hayat, Muhabbetin Sahibi’ne karşı hizmete dönüşür, nihayet iki dünya şenlenir…

Bir kusuru örtmektir, bir yanlışı affetmek, tahammülü zor olana sabretmektir hizmet… Göze çarpan hatayı gönlünle silmek, dilinle yok etmektir. Dosta-düşmana muhabbetin perdesini açmak, soğuk bir kalbi yeniden ısıtmaktır. Tanımadığın bir mezarlıktan geçerken okuduğun bir Fâtiha’dır, bir rûhun damlattığı gözyaşını silen, iki kelimelik cümledir hizmet… Bir sofraya alınan ekmek, bir fakire verilen bozuk paradır cepteki…

Ama biz fark etmeyiz, önümüzdeki bir niyet ile güzelleşecek, hizmete dönecek sadelikleri… Büyütürüz gözümüzde atılacak adımları, külfetle başbaşa bırakırız onları… İsimler takarız, bahanelerini hazırlar, tembelliğimize kılıf ararız. Kurulacak bir cümle, yüreğe kabul olmuş bir ruh, yüzdeki minik bir tebessümün mânâsını değiştirmedikçe niyetimizle, iflah olamayız; ne bugünümüzde, ne geleceğimizde…

Artık bilmeliyiz, zahmet değil, zorluk değil, niyet ile kendi kendine çoğalan güzelliktir hizmet… Ve bekler… Sadeliklerden doğan, bütün gönüllerden âhirete azık olmaya adanan yola çıkmayı ister… Bekler..

Yazı: Fatma Aladağ
Kaynak: umuthuzmeleri.wordpress.com

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir