İnstagram butikleri, fenomenlerin tercihleri ya da sürekli gelen indirim mesajlarına kanıp göz attığımız alışveriş siteleri… Hepsi bizleri bir şekilde tüketim çılgınlığına itiyor. Mağaza mağaza gezip dolaşırken kabinde, kasa sırasında düşünmek için biraz da olsun vaktimiz oluyor. Ancak telefon ya da bilgisayar başında çok beğendiğimiz o parçaya anında ulaşabiliyoruz. Bu da moda tutkusunun alışverişe dönüşmesine sebep oluyor.
Kendinize Sorular Sorun
Peki, ihtiyaçlarımız konusunda kendimize ne kadar dürüstüz? Bir siyah kazağımız varken ikincisini sırf küçük bir detayı yüzünden almalı mıyız? Ya da sırf birkaç ton daha açık diye o botları dolaplara eklemeli miyiz? Hiç gereği yokken hiçbir kombine uymayacak o gömleği almamız gerekir mi? Sorular uzayıp gidiyor, ancak çoğu zaman alışveriş çılgınlığı tüm cevapları egale ediyor.
İsrafa Dönüşen Alışverişe Dur Deyin
Hem bütçeyi sarsan hem de israfa dönüşen alışveriş çılgınlığına bir dur demenin zamanı geldi de geçiyor. Dünya ekolojik modaya adım atarken; markalar hızlı moda anlayışını geride bırakmaya söz verip yavaş modaya yönelirken; özellikle tesettürlü kadınlar olarak bu noktada bir çizgi çekmemiz gerekmiyor mu?
İhtiyaçlarını Not Alın
Saydığımız bu noktalarda ortaya çıkan bir diğer soru da şu, “Benim gerçek ihtiyacım ne,neler?” Bu soruyu ister telefonunuzun not defterine ister ajandanıza yazın. Bu soruya cevap vermek için de aceleci olmayın. Ara mevsimler bu soruya cevap vermek içini doğru bir zaman değil. Mesela şimdi ocak ayındayız ve kış boyunca olan ya da olacak olan ihtiyaçlarınız için not alın. (Çünkü kasım ve aralık ayının soğuğunda kombinlerinizde az çok neye ihtiyacınız olduğunu gördünüz.)
Dolapları Mevsime Göre Düzenleyin
Notlarınızı almadan önce de dolabınızı mevsimin parçalarına yer vererek yeniden düzenleyin. Mesela kış mevsiminde, dolaplardaki yazlık parçaları kaldırın. Sade ve sadece önünüzdeki 4-5 ay boyunca giyebileceğiniz kıyafetlere yer ayırın. Buna ayakkabı, çanta ve eşarplar da dahil.
Temel Parçalara Yönelin
Ortaya çıkan ihtiyaçlarınızda öncelikli sırayı temel parçalar almalı. Kaban, mont, kazak, yünlü elbise, kaşmiş eşarplar vs. gibi… Bu seçimleriniz çok baskın renklerde olmamalı. Siyah, koyu maviler, kahve tonları, kırmızı tonları gibi kış boyunca birçok kombinde yer bulacak parçalar olmalı. Modası geçmeyecek, mevsimin ihtiyacını karşılayacak, rahat ettirecek ve en önemlisi de kaliteli olacak.
Kaliteden Ödün Vermeyin
Herkesin mutlaka duyduğu bir söz vardır, “Ucuz giyecek kadar zengin değilim”. Bu noktadan hareketle, özellikle temel parçalarınız mutlaka kaliteli olmalı. Hem ucuz hem güzel diye aldığınız o botlar, bir yağmurda su alıyor, ikinciye derisi soyuluyorsa hiçbir anlamı yok. İyi bir mal, sonraki sezonlarda da imdada yetişecek sizi zarara uğratmayacaktır. Ayrıca, kaliteden kastımız asla marka ya da fahiş fiyatlı ürünler değil. Özellikle tesettür giyim piyasasında kalitesiz ürünler bile pahalıya satılabiliyor. Bu yüzden biraz araştırmak, kumaş özelliklerini bilmek, okumak gerekiyor.
Fenomen Rüzgarına Fazla Kapılmayın
Sezon alışverişlerinde isteseniz de istemeseniz de bir yerden modaya uyuyorsunuz. Mesela, şimdilerde moda olan balon kollar neredeyse tüm kazaklarda karşımıza çıkıyor. Hal böyle olunca, trendleri istemsizce yansıtıyorsunuz. Bunun dışında sırf ‘moda’ olduğu için senede bir kere giyeceğiniz parçalarla israfa yol açmayın. Fenomen isimlerin ikonik tercihlerine kanıp hiç kullanmayacağınız kıyafetleri ya da ayakkabıları dolaplara eklemeyin. Örneğin, beyaz botlar bu yıl çok modayken; sırf bir İnstagram pozu ya da tek bir davet için giymeyi düşünüyorsanız, seçiminiz alışveriş çılgınlığına dönüşecektir.
Moda Editörü: Büşra Karagöz
Yorumlar