‘Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da öte bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır’
Diye yazmıştı Sezai Karakoç Sürgünler Ülkesinden Başkentler Başkentine adlı şiirinde. Yenilgi yenilgi büyüyecek olan zafere inanarak yola çıkıp şöyle demek istiyorum şimdi: ‘ilmek ilmek büyüyen bir kardeşlik vardır’. Müslüman elinden, dilinden emin olan kişidir diye öğrenmiştik ve buna uygun yaşamaya çalıştık. Şimdi ise ‘Müslümanlar ancak kardeştir’ sözüne uyduğumuzu göstermenin tam zamanı.
İnsanlardan hatta Müslümanlardan ümidi kesmiş kötülüğün kol gezdiği şu dünyada daha fazla ne işimiz var diye düşünmeye başlamışken, soğuktan donarak can veren Suriyeli çocukların ölümünde bütün Müslümanların vebali var diye dertlenirken kardeşlik örgüsü projesine denk geldim. İçimdeki kötü düşünceler ve karamsarlık altüst oldu. Kampanyaya katılımın bu denli yoğun oluşu ise kardeşliğin gerçekten kardeşlik olduğunu bir ağız alışkanlığı, ‘Suriyeli kardeşlerimiz, ah vah..’ demekten ibaret olmadığını gösterdi. Önce kardeşlik örgüsü projesini anlatayım:
Boğaziçi Üniversitesi 1. Sınıf öğrencisi Rukiye Hilal Kesik ve arkadaşları kış yaklaşıyor Suriyeli ‘kardeşlerimiz’ için bir şeyler yapsak fikriyle yola çıkıyor evdeki yünlerden bir şeyler örmeye başlıyorlar. Bunu oluşturdukları bir blog vasıtasıyla insanlara duyuruyorlar. Sonrası en sevdiğim kısım; duyan duymayana iletsin derken sosyal medyanın gücünü de arkasına alan kampanya gençlerin hiç hesaba katmadıkları şekilde büyüyor. Projenin bu denli büyümesi artık gençlerin altından tek başına kalkamayacağı bir yöne doğru gidince İHH’dan yardım istiyorlar. Bütün şubelerinin kapılarını sonuna kadar açıyor ve teslim almadan eşyaları tasnif etmeye kadar her işle ilgileniyorlar. Benim bu projeden twitter vasıtasıyla haberim oldu gençler haftasonu Üsküdar meydanında poşet poşet kazak atkı bere topladılar. 25 Aralık 2013’e kadar da cumartesi Pazar meydanda giysi yardımlarınızı teslim almaya devam edecekler.
Kur’an-ı Kerîm’de dendiği üzere ‘kim zerre miktar kötülük yaparsa karşılığını görür kim zerre miktar iyilik yaparsa karşılığını görür’. Bizim için çok ufak tefek görünen şeyler ihtiyaç sahibi için çok büyük anlamlara gelir. Bir kazak alıp vermek bir atkı örmek yahut İHH’ya bankada kardeşlik örgüsü bilgisiyle gönlünüzden kopan bir miktar yardım yapmak bizi yoksul düşürmez ama onlara hem maddi hem manevi destek olur. Kabul edelim biz hiç çadırlarda tenekenin içine ateş yakıp ısınmaya çalışmadık, hiçbirimizin yakını donarak can vermedi, ülkemizi arkamızda bırakıp kaçmak zorunda kalmadık. Empati kurması bile çok zor yaşaması nasıldır kim bilir.
Sezai Karakoç ile başladım öyle bitireyim: ‘sizden umut kesmem kalbinizde merhamet adlı bir çınar vardır.’
Ayrıntılı bilgi için linkler :
http://kardeslikorgusu.blogspot.com
https://twitter.com/KardeslikOrgusu
https://www.facebook.com/KardeslikOrgusu
http://suriye-yardim.ihh.org.tr/
Yorumlar