Çokça nankör yaratılmış bir tür olan insan için şikayet etmeden kabullendiği bir şeyin var olduğunu sanmıyorum. Ben de sıradan bir insan olarak en sevdiğim mevsimin yaz olmadığını söyleyebilirim. Yaz, favori mevsimim olmasa da mevsim girişindeki çilek kırmızısı, çimen yeşili, papatya beyazı, bulutların yağmur yüklü değil de üzerinde yatıp gökyüzünde bir tur atmaya davet eden yumuşak görüntüsünden belki de ilk gerçek güneşte kaçacak delik aratacak, pek de kalıcı olmayan bir sevinç yaşatıyor. Hazır ben de böyle bir sevinç içreyken sevdiğim şeylerden bir yaz ‘türlüsü’ sunayım istedim.
Çoğu zaman yazılarımda internet, sosyal medya eleştirisi yaptığım, hayatlarımız üzerindeki sevimsiz bulduğum bazı etkilerine değindiğim doğru ancak nimetlerinden faydalandığım, vakit geçirmekten keyif aldığım da bir o kadar doğru. Bu yüzden sizlere takip etmekten hoşlandığım, ilginç bulduğum bazı sitelerden bahsetmek istedim.
1) Base Post
http://basepost.net
Base post, bir grup insanın internette hoşlarına giden ne varsa araştırıp derleyip insanlara sundukları bir e-dergi. İçinde ne mi var? Kendi ifadeleriyle şunlar var:
‘Orada burada, sağda solda gördüğümüz, gördükçe paylaşmak istediğimiz, paylaştıkça haz aldığımız her şey! Şehir, tasarım, pop kültür, trend, moda, teknoloji, müzik, etkinlik, fotoğraf, poster, afiş ve daha fazlası Base Post’ta yer vermeyi sevdiğimiz başlıklar. Bir rock albüm kapağı ya da bir ayakkabı, minimal bir afiş ya da bir film repliği, bir telefon uygulaması ya da bir tasarım objesi… Base Post’un her yeni sayısında bunlar ve çok daha fazlası var…’
2) Pek Güzel Şeyler
http://pekguzelseyler.blogspot.com
İsminden de belli olduğu üzere pek güzel şeyler paylaşan bir blog, pek güzel şeyler. Resim, fotoğraf, illüstürasyon, konsept çalışmalar ve tasarıma dair güzel olan ne varsa hepsinin bulunabileceği. Sadece göz atmanın bile mutluluk vereceği bir blog.
3) http://kolkhara.tumblr.com
Kanada’lı, Arap asıllı bir müslümanın blogu olan kolkhara’da ağırlıklı olarak Müslüman sanatçıların eserlerine yer veriliyor. Bunun dışında siyasetten tarihe, edebiyattan feminizme, şiirden sosyal adalete her konuda yazı bulmak mümkün. Görsel çalışmaları oldukça başarılı olan sitenin dili İngilizce.
4) Nesli Tükenen Seslere Sahip Çık!
http://savethesounds.info
İsmi Türkçe’ye aşağı yukarı ‘nesli tükenen sesleri koru’ olarak çevrilebilecek olan siteyi incelerken hepimizin çocukluğuna dönüp ufak bir nostalji, bir burun sızısı yaşayağacağını düşünüyorum. Sitede artık duyamadağımız, duyamayacağımız, zamana yenik düşmüş sesler yer alıyor. Mesela; analog fotoğraf makinası sesi, daktilo sesi, ankesörlü telefon sesi, çocukken oynadığımız sanal bebek sesi, en önemlisi efsanevi Nokia 3310 sesi. En azından bakıp beş dakika olsun eğlenmek için güzel bir site.
Yorumlar