İpek Eşarplar Sanat Eserine Dönüşüyor…

İpek Eşarplar Sanat Eserine Dönüşüyor…

Üzerinizde Birer Sanat Eseri Taşıyın!

Emine Şahinoğlu, Üsküdar Fıstıkağacı’ndaki mütevazı atölyesinde, batiğe gençliğini vermiş. Herkes onu, ‘Batikçi Emine’ diye tanıyor. 21 yıldır kök boyalarla ipek eşarplara batik yapıyor. Tasarımları büyük firmalar tarafından da fark edilmiş. Kimse bilmese de, 3-4 yıl önce çok moda olan, eşarplardaki çanta ve ayakkabı gibi obje desenlerinin mimarı da o.

İpek üzerine sonsuz desen yapılabilen, renklerin tüm güzelliklerini sergileyebildiği bir sanat batik. Daha çok Malezya, Endonezya, Hindistan, Çin, Japonya gibi Uzakdoğu ülkeleriyle özdeşleşmiş, Anadolu’da da uzun yıllar yapılmış. İlk örnekleri M.Ö. II. yüzyıla dayanıyor. 17-18. yüzyıllardaysa İngiltere ve Avrupa’da yaygınlaşmaya başlıyor ve gelişiyor. Şimdilerde ise neredeyse unutulmuş durumda. Etek, elbise, fular, kravat, kemer, çanta, masa örtüsü, perde, bluz gibi pek çok şeye güzellik kattığı halde… Neyse ki Üsküdar, Fıstıkağacı’nda “Batikçi Emine” adında sadık bir emektarı var. 16 yaşından beri mütevazı atölyesinde, batik sanatını icra ediyor.

Emine Şahinoğlu, şu an 37 yaşında. 21 yıl önce dökmeye başlamış içini batiğe. Üsküdar Kız Lisesi’ne gittiği bir gün, yolunun üzerindeki dükkânın vitrininde, “Batik yapacak eleman aranıyor” tabelasını görünce girmiş Fıstıkağacı’ndaki bu atölyeye. Gel zaman git zaman, ustaları vefat etmiş, atölye kapanmak üzereyken Şahinoğlu’nun çabalarıyla boya kokuları yeniden sarmış işyerini… Soğuk duvarları rengârenk ipekler ısıtmaya başlamış bir kez daha. Şahinoğlu’nun 3 kız kardeşi de hikâyeye dâhil olunca renkler daha bir canlanmış, bayram etmiş batikler adeta. Ama kardeşlerden biri çocuğu olduktan sonra, diğeri ise üniversite eğitiminden dolayı veda etmek zorunda kalmış renklerin sanatına.

Onu tanıyanların tabiriyle “Batikçi Emine”, kardeşi Büşra Şahinoğlu‘yla devam ediyor şimdilerde batiğe. Yalnızca eşarp, etol ya da fular gibi başörtüsü ve aksesuarlar yapıyorlar. Birbirlerine asla karışmıyorlar. İçlerinden ne gelirse onu işliyorlar ipeklere. Renk, desen, kompozisyon tamamen kendilerine ait. Batiğin emektarı, duvarda asılı eşarbı işaret ederek, “Bunu yaparken, bir Hint gecesi hayal ettim mesela. Sonra etrafına o kültürü tamamlayacak testiler, filler çizdim. Eşarplarda bütünlük olduğunda daha güzel olduğunu düşünüyorum.” diyor. Batikle o kadar iç içe ki başka bir meslek yapmayı aklından bile geçirmemiş hiç. Boyalar, fırçalar, ipek gerilen kasnaklar onun her şeyi sanki. Tamamını kendisi hazırlıyor. Kök boyaları toz halinde alıyor, kimyevi maddelerini kendisi katıyor, kaynatıyor. Sonra desenleri çizdiği kâğıtlara külah şekli veriyor tek tek. Kauçuktan hazırladığı ve formülünü kimseye vermediği kontur boyası da yine onun ellerinde kıvamlanıyor. Ardından ipekleri, etrafı çivili kasnaklara geriyor ve külah şeklindeki kâğıtlarla kontur geçiyor. Ve ilk fırça darbesiyle boya ipeğe dağılıyor. Her darbede renk cümbüşündeki uyum biraz daha ortaya çıkıyor. Maviler, yeşiller, mercan kırmızıları, turkuaz, pembe, portakal rengi, fındık kabuğu, petrol yeşili ve daha nicesi… Doğallıklarından olsa gerek bir arada olsalar bile gözü rahatsız etmiyor hiçbiri.

Tuvale resim çizer gibi boyuyorum

Batiğin birçok tekniği var aslında. Tuzlama, mumlu, hamur, bağlama gibi. Şahinoğlu’nun tekniği bunların dışında. “Ben bir tablo yapar gibi, tuvale resim çizer gibi boyuyorum eşarpları.” diyor. Motifleri daha çok yaşamın içinden… Bazen leylekler dans ediyor eşarplarda, bazen de yağmur altında şemsiye açan insanlar… Balıklar, kelebekler, dalgalar, rüzgâr, yakamoz ya da binlerce yıl öncesine ait etnik bir figür… Aklınıza ne gelirse resmetmiş Şahinoğlu. Gördüğü her şeyden etkilendiğini söylüyor zaten. “Masa örtüsündeki ufak bir detay, gecenin karanlığı ya da baharın renkliliği benim zihnimde bir kare içine yerleşiyor ve desene bürünüyor.” sözleriyle anlatıyor tasarım anlayışını.

Desenin ayrıntılı olup olmamasına göre; ipekler bazen 10 dakikada, bazen 10 saatte boyanıyor. İpek üzerine yapılan batiğin bire bir kopyalanmasıysa imkânsız. Bu yüzden hiç kimse aldığınız ürünün aynısına sahip olamıyor. Şahinoğlu’nun eşarpları, “Özel tasarım koleksiyonu” olarak Armine‘nin bazı mağazalarında satılıyor. Hatta hatırlarsanız, 3-4 yıl önce Hermes’ten sonra ilk kez Armine koleksiyonunda gördüğümüz ayakkabı, çanta, şemsiye gibi obje desenlerinin mimarı da Şahinoğlu. “Batikçi Emine“nin eşarpları Armine’de satıldığı gibi, “Eşarp Eşarplarım” facebook adresinden de Türkiye’nin her yerine gönderiliyor. Fakat eşarplar boyandıktan sonra, boyanın sabit kalması için fabrikada işlem gördüğünden bir ayda ancak elinize ulaşıyor. Fiyatlarıysa 70 TL.

Kaynak: Zaman

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir