Namaz Kılan bir Kadının Ev İşleriyle Uğraşması
Onun için Sadakadır
Kadının ev işleriyle ilgilenme sorumluluğu bir gelenek midir yoksa dini bir sorumluluk mu? İşte bu sorunun yanıtını gelin birlikte inceleyelim…
“Evlatlarınıza yüzmeyi ve (ok vb.)atıcılığı öğretin. Mümin bir bayan için evinde dokuma işini yapması/yün eğirmesi ne güzel bir eğlencedir.” (Kenzu’l-Ummal, h. No. 45343)
Müslüman’ın mükellefiyeti iki türlüdür:
1) Dini mükellefiyet
2) Hukuki mükellefiyet
Dini mükellefiyetin neticesine ait hüküm ahirettedir. Dünyada kimse birşey diyemez ya da bir ceza varemez. Hukuki mükellefiyetin hükmü ise dünyadadır. Onu da dünyada kimse örtpas edemez.
Örneğin; bir Müslüman erkek hanımına barınacağı ev, giyebileceği elbise, geçineceği maddi bir imkan hazırlamakla mükelleftir. Bu erkeğin hukuki mükellefiyeti içindedir. Bir Müslüman hanımın evini temizlemesi, çocuklarına bakması gibi mükellefiyetleri ise böyle hukuki değil dini bir mükellefiyettir. Müslüman bir ev hanımı ev işlerini yapmaya mecbur olmamakla birlikte, evi temizlemesi, eşine ve çocuklarına yemek yapması, çocuklarıyla ilgilenerek kocasının yükünü hafifletmesi, hep kendisi için bir sadakadır.
Dolayısıyla, beş vakit farz namazını kılmak şartıyla, evi için yaptığı her çalışma da ibâdettir. Hanımların işi oldukça zor ancak bu zorluk, alınacak mükâfatın yanında hiç hükmünde kalır.
Yorumlar