Muhafazakarlık ve Butik kelimelerini duyduğumuzda bizlere neler çağrıştırdığı mevcut hizmetlerle alakalıyken, bu kelimelerin kendi içlerinde dinamikleri ve tanımlamaları mevcut aslında. Ama hizmet ve tanımlama da, zamanın tanımı olan ‘fast fashion–hızlı moda’ tanımına yenik düştüğünü görüyoruz. Bu da olması gereken ile-olan arasında sıkışıp kalmamıza neden oluyor.
Muhafazakarlık, bir şeyi muhafaza etmek derdinde olan büyük bir kesimi tanımlarken, bu hassasiyeti benimseyen kesimin ihtiyaçlarını küçümseyerek ve ciddiye almaksızın tamamen ticari kaygı odaklı bir hizmet anlayışının ortaya konulduğunu görmek ise insanı derinden yaralıyor.
Her ürün üretim aşamasından önce, sunulacak kitlesi seçilir, seçilen kitlenin dinamikleri belirlenir. Belirlenen dinamikler karşısında ihtiyacı karşılama gayretiyle ürün diyagramı oluşturulur, renk paletine karar verilir ve bu aşamaların en sonunda kıyafetler stilize edilip, üretilir ve sunulur. Yani biz elimize aldığımız ürünle değerlendirsek de firmaları, aslında olması gereken en önemli husus baştaki kritik düşünme aşaması hizmeti mükemmelleştiren kısımdır.
Sunum aşamasında üretilen ürünün sunulacağı ortam devreye girer, bu da tesettür giyim modasında, yeni dönem gözdesi ‘butik’lerdir. Butik Fransızcadan dilimize geçmiş, küçük dükkan demek iken, ülkemizde revize edilerek daha çok seçilmiş ürünlerin az ve öz olarak sunulduğu mağazaları tanımlamaktadır.
Şimdi yukarıda olması gereken ile olanın açıklamasını yaptıktan sonra baktığımızda; ortaya çıkan görüntü, müşteri portföyü ciddiye alınmadan üretilen ürünlerin, özel hizmetle size sunulacağı hissini verdirten butik mağazalarda, müşterinin hiçbir dinamiğine bakılmaksızın sadece satış odaklı bir ticari sistemin muhatabı olmak insana kandırılmışlık hissi yaşatıyor. Eğer ‘butik’ bir hizmet alıyorsak neden küçücük aynasız kabinlerde, giyinip ‘muhafazakarlık’ anlayışıyla ters düşen kabin dışı aynalara bakmaya zorlanıyoruz? Müşteri kitlesini belirleyip, ürün diyagramını müşterisine göre seçen firmalar neden müşterisinin temel ihtiyaçlarına göre dükkan tasarımları tercih etmiyor? Yoksa biz müşteriler olarak sadece ticari bir kazanımın gelir-geçer muhatabı mıyız? Mağazaların üst üste yığılmış ürünleri arasından, polyester kumaş ağırlıklı ürün skalasına belirlenen fahiş fiyatlarını kabul edip, neden müşteri olarak hak ettiğimiz hizmete ulaşamıyoruz? Aldığımız ürünler ‘muhafazakar giyim’ adı altında satılırken üst giyim parçalarında, neden ekstra iç göstermesin diye, ürün temin etmek zorunda bırakılıyoruz? Hakim yaka yapıp, başörtülü müşteri kitlesinin ihtiyacını gidermek varken neden işçilik maliyeti düşürülmesi adına bisiklet yaka ürünlere mahkum ediliyoruz?
Üretici ve satıcı firmalara sesleniyorum, neden müşteri kitlenizi detaylı analiz etmeden ürün üretimi ve satışı yapmaktan bu denli çekiniyorsunuz? Eğer fiyat, kalite gibi ticari kaygılarınız varsa, ürün fiyatlandırmanızdaki politikanın bu kaygıyı tolere edebileceğini gören biz müşterilere dayatma olduğunu düşünüyor, sizden hak ettiğimiz hizmeti talep ediyoruz.
Moda Yazarı Esra Andelip Doğan
Haklı bir yazı.Bazı tesettür markalarında bunu görüyorum .
Yazdıklarınıza sonuna kadar katılıyorum.Tesettürlü değilim ama yine de kapalı ve usturuplu giyinme çalışıyorum,görünüşüme bakılınca bir tek eşarp yok,tabiki seçeneklerin olduğu bu butik yada mağazalara gidiyorum ama kullanılan kumaşlar %99 polyester ve inanılmaz pahalı,kapalı giyinmek zorunda olanlar almak zorunda ya, asgari ücrete yakın gömlek, etek, pantolon vs fiyatları,bu kadar kar marjı olamaz,buna bir an önce dur denilmeli
Ne kadar doğru yerden yakalamışsınız konuyu tebrik ve teşekkür ediyorum.Satılan bir çok ürün ayrıca sağlığımızı da tehdit ediyor ütünlerin polyester olmadından dolayı.Özel dikim yaptırmaya cesaretimiz de yok zira biçok terzi etek,pantolon paçasını dahi düzgün katlayıp dikemiyor.Ayrıca uzun boylu insanlar için ürün kolları hep kısa ve sürekli bir kol uzatması için alternatif durumlar düşünmek zorundayız.Yazdığınız konuya kısa üretilen pantolonları,iğnesiz takılan şalları boyun ve küpe unsurlarının gösterilmesini ve bonelerin geriye alınıp saçların önden gösterilmedini de eklemek istiyorum.İnsanlar bu şuuru ne zaman kaybetti.Saygı ve sevgilerimle..
Esra hanım çok haklı Bi ryazı olmuş. Umarım dikkate alınır. Aynasız kabinler dışarıda pusuya yatmış elemanlar demek, olmamışı oldurmaya ikna eden onların tarafından bakınca da ne kadar çok satış o kadar iyi anlayışı hakim.. Siz baya kibar yazmışsınız. Bu tikler hakkında bir de şunu dikkatinizi çekerim, bir kaç yıl evvel butik anlayışı ile başlayan bir kaç marka bugün mağazalaştığı halde fahiş fiyatlarla ürün sunuyor.. Kumaş kalitesi farklı tarz adı altında gerçekten çok yüksek fiyatlar ödüyoruz.. Ve yine aşırı feminen kadınsılıktan uzak pantolon ağırlıklı ürün skalası.. Tesettürü rüküşlükten kurtaracakken erkeksiliğe kaydırmak… Daha bir çok sorun..yazı için teşekkür ederiz ufuk açıcı oldu.