“İslam, şüphesiz garip olarak başladı ve günün birinde garip hale dönecektir. Ne mutlu o garip mü’minlere!”
(Müslim,İman 232)
Bazen Müslümanlar olarak bir parodinin içine tıkılmış olduğumuzu düşünüyorum. Nefret ettiğimiz bu oyunun içinde hapsolmuş durumdayız. Bir kabusun simülasyonunu her gün tekrar tekrar tekrar yaşıyoruz. Nefes alamıyoruz, itiraz etsek sesimiz izleyicilerin haykırışları arasında duyulmuyor bile. Çırpınışlarımız izleyicilere zevk veriyor belki de.
Böyle düşünen tek kişi ben değilmişim ki arkadaşım da yaşadıklarımızı bugünlerde popüler olan bir diziye benzetti. Black Mirror adlı İngiliz dizisini izleyenler hatırlayacaktır. (İzlemeyenlere şiddetle tavsiye ediyorum). Teknoloji ve hayatın kötümser birer ütopya senaryosunda buluştuğu dizinin ikinci sezon ikinci bölümünde yaşananları anımsatıyor -mühtedi olanlar hariç- biz Müslümanların durumu. Black Mirrors’ta çocuk kaçıran bir kadına ceza olarak her gün bir kabusu tekrar tekrar yaşatıyorlardı her gün aynı şeyleri daha önce yaşadığını bilmeden tekrar yaşatıyorlar. Güne bomboş bir beyinle olabilecek bütün ekranlardan gelen aynı sinyalle uyanıp sokağa çıkışından itibaren onu kovalayan maskeli insanlardan kaçarak ve sonunda kendisini bir sahnede bularak bitiriyor. Binlerce seyirci kadının her gün aynı kabusu yaşamasını izliyor. Günün sonunda acıdan bayılan kadına ilaç veriliyor ve ertesi gün aynı kabusu yaşamak üzere evine bırakılıyor.
Fransa’da yaşanan olaylar sayesinde bugün bunları şiddetle hissediyorum. Her sene aynı parodiyi başka şekillerde tekrar tekrar yaşıyoruz. Değişmeyen şeyler; gerçek İslam bu değilciler, aksine gerçek İslam işte bu alayı terörist bunların diyenler hemen yerlerini alıyor. Batılının ağzından Müslümanlara vuran Müslümanlar yahut fail bir Müslüman denince hemen batının ayaklarına kapanıp itibarımız iki paralık oldu ne olur bizi affetsinciler… Ama hiç bir şey değişmiyor işte. Sürekli aynı senaryoyu yaşamaya devam ediyoruz. Parodi bu ya milyonlarca insanı katleden zalimler bu olay karşısında birlik ve barış yürüyüşü için kol kola giriyor Fransa sokaklarında arz-ı endam ediyor. Netenyahu’nun en ön sırada yürüdüğü bir barış ve teröre lanet yürüyüşü! Şaka mı yapıyorsunuz?
Bu olayın failinin kim olduğundan emin değilim. Sonuçta elimizde 11 Eylül, bir Irak işgali var. Velev ki bu olayı Müslüman olan insanlar yaptı ben yine de hiç bir şey için kendimi sorumlu hissetmiyorum. Ben yapmadım. Bir Müslüman olarak yapmadığım bir şeyden dolayı kimseden özür dilemek zorunda değilim, kimseden af dilenmem. Bütün dünyaya pazarladıkları bu masum batı reklamının bir parçası olmayacağım.
Yorumlar