‘Her pazartesi diyete başlamaya karar veriyorum ama en geç çarşamba günü bozuyorum.
Ne yapmam gerektiğini çok iyi biliyorum fakat tek başıma kontrolsüz başaramıyorum.
Diyet yaparken sevdiğim besinlere dayanamıyor, ikramlara hayır diyemiyorum.
Diyet yapmak istiyorum fakat diyet yaparken kendimi baskı altında hissediyor, mutsuz oluyorum.’
Bu ve bunun gibi kurulabilecek bir sürü cümle…
Sağlık kaygısı, estetik görüntü ya da çevre baskısı… Sebebi her ne olursa olsun diyete başlamak başlı başına bir motivasyon işidir. Psikolojik yaklaşım bu nedenle kilo verme sürecinin en önemli unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır.
Daha önce diyet yapan biri için başarısızlık söz konusuysa, bu durum moral bozukluğu ve ‘başaramayacağım’ algısını ortaya çıkarmaktadır. Ya da ilk kez diyet yapmaya karar veren biri için çevreden sıklıkla duyacağı ‘bir lokmadan bir şey olmaz’ gibi cümleler caydırıcı rol oynamaktadır.
İşte tam da bu noktada diyete başlamadan önce kendimizi gözden geçirmeli, psikolojik hazırlığımızı gerçekleştirmeliyiz. Peki nasıl?
1. Neden Kilo Vermeliyim?
Başarmanın yarısı istemektir. Kilo vermeyi neden istiyoruz sorusuna cevap bulmamız gerekiyor öncelikle. Daha sağlıklı olmak, daha fit olmak, eskiden olmayan kıyafetin içine girmek, çevrenin rahatsız edici bakışlarından kurtulmak gibi nedenler bularak duruma odaklanmamız gerekmektedir.
2. Aceleci Davranmamak
Diyete başladığımız andan itibaren sihirli bir değneğin bize değeceği hissine kapılır ve vereceğimiz kilonun hemen uzaklaşmasını isteriz bizden. İlk birkaç gün, birkaç hafta var olan hevesimizle motivasyonumuz yüksektir. Ancak genellikle 2. haftanın sonunda diyetle oluşturmaya çalıştığımız yeni yeme alışkanlıklarımız ve tartıda görmek istediğimiz rakamın altında kilo kaybımız bizi rahatsız etmeye başlar. Bu da motivasyonumuzun bozulmasına, diyeti zoraki yaptığımız bir yük durumuna dönüştürür. Bu nedenle aceleci davranmamak en önemli kurallardan biridir.
3. Doğru Hedefler ve Gerçekçi Yaklaşım
Diyetin altın kurallarından biri doğru hedefler koymaktır. 120 kişi olan biri için ilk hedef 60 kilo olamayacağı gibi, bu kiloya 2-3 ayda inmek de mümkün olmayacaktır. Yanlış hedefler koymak, hızlı kilo kaybı beklentisi içinde olmak bedenin bu isteklerini karşılayamayacağına dair psikolojik olarak hazırlıksız olmaktır aslında.
Bu durumu yönetmek için diyet uzmanınız eşliğinde doğru hedefler belirleyin, bunu keyifli hale getirerek yeni yeme alışkanlıklarınızın tadını çıkarmayı öğrenin.
4. Kusursuz Olma Çabası ve Suçluluk Hissi
Her şeyin kusursuz olması için verilen büyük mücadele, yapılan basit bir hata ve engel olunamayan suçluluk hissi. Yaşamın her alanında olduğu gibi diyet yaparken kilo verme sürecinizde de kusursuz olmak sanıldığı kadar kolay değildir aslında.
Kusursuz olmayı planlamak yapılan bir besin kaçamağında suçluluk hissi ile hatayı arttırmakta ve diyetten kopmaları tetiklemektedir. Bunun yerine, hata yapacağınızı kabul edin ve hata yaptığınızda da bunu nasıl telafi edebileceğinizi öğrenin. Böylelikle kilo verme sürecinizin bitiminde geçiş yapacağınız koruma döneminiz daha eğlenceli ve keyifli bir hale gelecektir.
Yorumlar