Yaz bitti, tatil bitti, okullar açıldı, hava daha erken kararmaya ve soğumaya başladı. Dışarı çıktığımızda açık havada uzun uzun oturamıyoruz, günler daha çabuk geçmeye başladı sanki ve hani her kadının dolabında “depresyon hırkası” diye isimlendirdiği kazağı vardır ya; onu giymeye başladık bile çoğumuz. Neden depresyon t-shirtü değil de depresyon hırkası? Yoksa! Hey kış depresyonu, sen dur bakalım orada…
Depresyon belirtileri olan halsizlik, uyku, mutsuzluk, asosyalleşme, yorgunluk, umutsuzluk gibi durumları sadece kış aylarında yaşıyorsak “mevsimsel duygu durum bozukluğu” dediğimiz kış depresyonuna merhaba diyebiliriz. Güneş ışınlarından daha az yararlanmamızın sebep olduğu kış depresyonuna yakalanmadan ve gerçek bir depresyona dönüşmeden önce tedbirimizi alalım. Aralık-Ocak-Şubat ayları kış depresyonunun en yoğun yaşandığı zamanlar. Aralık ayı zaten başlı başına depresyonun en çok yaşandığı zaman, sebebi yeni yıla girerken; zamanın geçtiği, yapılacak planların yetişmediği, başarısızlık vs. gibi hislere kapılmak. Üstüne bir de kış depresyonundan etkileniyorsanız sizi zor günler bekliyor olabilir.
Peki Neler Yapılabilir?
Bütün kışı, kış uykusunda geçirecek değiliz. Yapılacak işler, çalışmalarımız, derslerimiz, çocuklarımız, ailemiz bizden ilgi bekler. Bunun içinse kış depresyonuyla mücadele etmemiz gerekir. Öncelikle; vücudumuzun biyolojik saatini dengeleyen melatonin hormonu kışın güneş ışınlarına bağlı olarak değişebilir ve bu “mutluluk hormonu” dediğimiz seratoninle etkileşim içindedir. Kışın dikkat etmemiz gereken en önemli şey erken uyumak ve erken uyanmak. Kış geceleri nasılsa uzun diyerek geç saatlere kadar oturmak yerine melatonin hormonlarının salgılandığı saatlerde uykuda olmak. Erken uyuyarak melatonin hormonundan faydalanır, erken uyanarak da güneş ışığında daha fazla vakit geçirmiş oluruz. burada “güneş girmeyen eve doktor girer” atasözünü hatırlayalım ve güneş ışığı deyip geçmeyelim; kış depresyonunun tedavisinde doktorlar “ışık terapisi” dediğimiz yapay güneş ışıkları kullanılıyor.
Yapabileceğimiz diğer şeyler;
- Yürüyüş ve egzersiz yapmak.
- İçine kapanacağınız durumların aksine arkadaşlarımızla ve sevdiklerimizle daha fazla vakit geçirmek.
- Haftada 2 kez balık yemek.
- Bol meyve ve sıvı tüketmek.
Bir de bilimsel olmasa da benden bir tavsiye; bahar günlerini özleyeceğimiz soğuk günlerde, kıyafetlerimizin kalınlığına baharı en azından renkleriyle taşıyabiliriz. Biz kadınlar tiril tiril, açık renk yaz kıyafetlerimizi çok severiz. En azından bahar renkleriyle kışımızı da renklendirebiliriz.
Unutmayın kışın, günlerin sadece aydınlık kısmı kısalıyor. 24 saate hala çok şey sığdırabiliriz. Tabi düzenli bir hayatla. Hem şunu da unutmayın ki yaz veya kış fark etmez içimizi ısıtan şey yalnızca güneş ışığı değildir.
[…] Üzüntü zihnimizi kaplayan yıkıcı bir duygudur. İçimize bir defa yerleşti mi bütün zihnimiz artık onla meşgul olur. Üzülme, çağımızın en büyük hastalıklarındandır. Üzüntü alışkanlığından kurtulmak için atacağınız ilk adım, ”ben bu alışkanlıktan kurtulabilirim, bu alışkanlığı yenebilirim” diyebilme inancına sahip olmaktır. Bir şeyi yapabileceğinize inanırsanız o şeyi gerçekten yapabilmenizi engelleyen şeyleri bir şekilde aşarsınız. […]