Camıma vuran kar taneleri kışın geldiğini haber edercesine hızlanıyor.
Bende bu hafta ne yazsam diye düşünürken, kendi kendime bu soğuk havada nerede olmayı istediğimi sordum. Cevabım bir dağ evinde sıcacık bir şömine karşısında oturmak oldu.
O zaman bu hafta iklime uygun dağ evleri dekorasyonunu anlatayım. İçimiz ısınsın istedim.
Ahşabın her daim baskın olduğu, kahverengi tonlarının içimize sıcacık kahve tadında yumuşattığı ortamlardır dağ evleri. Dışarıda yağan bembeyaz lapa lapa kara inat içerdeki, şöminenin kırmızı ateşi, ahşap kirişlerin oluşturduğu çadır, yerlerdeki pastel tonlardaki yastıklar, hafif yünlü battaniyeler…
Hepsi bir dekorasyonun temel öğeleri. Benim mimarlık anlayışıma göre olmazsa olmaz yoktur, olan vardır ve kabul gören vardır. Zevklerinizin karar mercisi sizsiniz. İster yatak odası olsun ister salon detaylar renkler zevke göre çok fazla renk değiştirmez aslında. (istisnalar elbette olabilir)
Şimdi “Ee bizim dağ evimiz yok ki sadece fotoğraflara mı bakacağız?” diyebilirsiniz. Doğru haklısınız. Birçoğumuzun dağ evi yok. Ama evimizde bir pencere kenarını dağ evi formatında dekore edebiliriz. Elimizde bir fincan kahveyle oraya oturduğumuzda, aslında istenildiği taktirde her mekanının birbirine dönüştürüldüğünü görebilmek mümkün olabilmektedir.
Sizin bilmeniz gerekenler, malzeme çeşidi, renkler, aksesuarlar ve örneklerin ışığında sizin neler yapabileceğiniz.
Her zaman dediğim gibi kendi stilinizi oluşturun. Nasıl seviyorsanız öyle uygulayın, ya da bilen kişilerden yardım alın. Zaman akıp giderken bu süre içerisinde nefes aldığınız mekânlar sizi keyifli kılan ortamlardır.
Bir pencere kenarına serdiğiniz kahve tonlarında halınız, üzerinde ahşap masanız, sandalyeniz ya da duruma göre pastel tonlarda el emeği yastıklarından dekore ettiğiniz sedirinizden sizde kendinize göre bir dağ köşesi yapabilirsiniz. İmkânlarınız, zevkleriniz ve keyfinizin el verdiği kadar her şey sizin elinizde.
İçinizi ısıtan mekânlarda nefes almanız dileğiyle…
Yaradan’a emanet olun.
Yorumlar