Işık, canlıların herşeyi görmelerini sağlayan bir enerji çeşitidir. Aydınlanma insanoğlunun kendini bilmesinden itibaren hep var olan bir kavramdır ve olmazsa olmazıdır. Işık, herşeyin güzelliğini ortaya çıkaran bir olgudur. Bazı kavramlar yokluğunda kıymete kavuşur, varlığı farkettirmez insanoğluna değerini. Işıkta bunlardan biridir aslında. Gözlerimizi apaydınlık bir ortamda, çok değil 30 saniye kapatıp ve daha sonra varlıktan yokluğa düşmenin, gözlerimizi açtığımızda ise göz kamaştırıcı bir görüntüye sahip olduğumuzu görünce, ışığın hayatımızdaki önemini anlamış olacağızdır. Işık tüm canlı dünyası için çok önemlidir. Daha detaylı düşünürsek ışık olmaz ise, bitki olmaz, hayvan olmaz, insan olmaz, hatta hayat dahi olmaz. Yaradan gün ışığını gece bizlerden aldığında veya mekanlarımıza gündüzleri yeterince ışık ulaşamayınca bizlerde yapay aydınlatmalara başvurmak durumunda kalırız.
Bizlerin yapay aydınlatmaya başvurması, mimarlıkta aydınlatmanın önemini ortaya çıkarmaktadır. Doğru ışığı kullanıp, hem mekanımızı hemde oturma ve çalışma, kısacası yaşadığımız ortamı kullandığımız sağlıklı ışıkla farkedilir kılarız. Kullandığımız armatürün çeşidi, yansıttığı ışığın çeşidi, bu ışığın açısı, ortamdaki sayısı hepsi çok önemli faktörlerdir. Doğru ışık iç mekanda mobilya ve aksesurarlarımızı, dış mekan aydınlatmada ise binamızın sahip olduğu değerleri ortaya çıkaracaktır.
Işık yapıların ve tüm mobilyaların estetik bütünlüğünü ortaya çıkaran önemli bir etkiye sahiptir. Kent ölçeğinde düşünüldüğünde, son zamanlarda yapıların dış cephesinde kullanılan ışık çalışmaları, biz insanların üzerinde gündüz dışında farklı etkiler bırakmaktadır. Gündüz farklı açılardan baktığımız yapılar geceleri başka silüete bürünüyor adeta. Işık, geceleri karanlığın içerisine saklanmış yapıların kimliğini vurgulamasında mimarinin etkileyiciliğini sağlayan kontrastlar , malzemeler, renkler, hareketler, tüm estetik değerlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Burda tüm görev mimara düşmektedir. Mimar, tasarladığı kurguyu gerçekleştirmek adına, ışık, renkler, duvar, taban ve tavan yüzeyleri arasındaki koordinasyonu ilişkiyi çok iyi kurmalıdır. Mekanın boyutlarına göre armatürler seçmeli, iç mekan tasarımında düşünülmüş tarzın dışarısına çıkılmamalıdır. Bu armatürler seçilirken , içerisinde kullanılan ampül türü, ışık etkisi, ve kullandığı enerji de göz ardı edilmemelidir. İç mekanda ışık türü, kullanıldığı ortamın türüne göre değişirken kişinin ihtiyaçları da bu duruma yön verebilir.
Hayatınızdaki tüm güzelliklerin gün ışığıyla ortaya çıktığı, tüm kötülüklerinde gecenin karanlığında sığ denizlere gömülmesini diliyorum.
Sevgiyle kalın, Yaradan’a emanet..
[…] Mimarlığın diğer sanat dallarından farklılaşan yönleri göz önüne alındığında sanat olup olmadığı hep yüzyıllardır tartışılmış bir konudur. Bu tartışmanın nedeni yüzyıllardır belirli bir kesimin mimarlığı mühendislik disiplinleri içerisinde düşünmesi, bir başka görüşe göre ise mimarlığın biçimden ileri geldiği ve sanatsal kavramları mühendislikten daha çok benimsediğidir. […]