O da Moda, Bu da Moda, Şu da Moda
Çığırından çıkan bir dünya ve onun ekürisi moda şimdilerde herkesin kafasını karıştırmış durumda. Tutkuyla bağlı olduğum mesleğim yolunu şaşırmış, almış başını gidiyor. Kendine yakışanı giyinenlerin dışında azımsanamayacak kadar çok insan o da moda, bu da moda, şu da moda dercesine giyinmiş ve kimliğini yitirmiş durumda.
Özellikle bir kesim var ki, ben onları Boyner mağazalarına benzetiyorum. Bilirsiniz, Boyner mağazaları, bünyesinde barındırdığı birçok markayı alıcıyla buluşturmakta. Hemen herkesin kendi tarzına uygun şeyler bulabileceği mağazalar zinciri…
Bu demek değildir ki orada satılan her şey herkese hitap edecek değerde. Ama giyim mantığını asla çözemediğim bazı insanlar moda ve trend diye mağazadaki her türlü şeyi satın almak istemekte ve yakışsa da yakışmasa da giyinmekte. Ne yazık ki bu kişiler modayı hayatının merkezine koyan ve moda olan her şeyi kendine alma hedefi koyan büyük bir çoğunluğu oluşturuyor.
İnsanın bir giyim kimliği olmalı. Satışa sunulan her şey, “Demek ki bu da modaymış” diye alınmamalı. Birisi çıkıyor diz kapaklarını gösteren yırtık jeanleri piyasaya sürüyor bir bakıyorsunuz ki, 34 bedenden 46 bedene kadar herkesin üzerinde.
Sokakta yanımdan geçerken onları çevirip “Neden kendine bu kötülüğü yapıyorsun?” diye sormak çoğu kez aklımdan geçmiştir. “Sanane” cevabını duymak istemediğimden dolayı hep vazgeçmiş-imdir.
Gereksiz öz güven patlaması yaşayan insanları gördükçe üzülüyorum. Bunlar hep modanın bizlere sunduğu soyut dayatmalar. Farkında olmadan bizi kendi sınırlarına çoktan çekti bile. Çok az kişi bu sınırın dışında giyinebiliyor.
Kıyafetinle Kendi Kişiliğini Anlat
Eğer farkındaysanız -ki farkından olmamanız imkânsız- mütedeyyin kesimde bu gidişata oldukça pirim vermekte. Elhamdülillah Müslümanım diyen bizler, modanın çoktan kölesi olduk bile.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada denk geldiğim bir fotoğrafta davet için bir araya gelmiş bayanlar, yan yana dizilmiş adeta renk cümbüşü içerisinde ve her birinin üzerilerindeki parçalar farklı dilleri konuşmakta olan bir post yayınlamışlar. Üzerlerindeki parçalara tek tek baktığımda hepsi bir başına son derece güzel, pahalı ve trend parçalar.
Fakat fotoğraftaki bayanlar “O da moda, bu da moda, şu da moda” oyununa yenik düşmüş kimselerdi. Şöyle bir bakıp stil analizi yaptığımda, kendilerine uygun tek bir parça göremedim. Giyinme sebepleri üzerlerinde taşıdıkları parçaların sezonun en trend parçaları olmasıydı. Bu sebeple gülünç duruma düştüklerini söylemeden geçemeyeceğim. Her zaman dediğim gibi moda sizi yönlendireceğine siz modayı yönlendirin ve kendiniz olun.
Bu moda öyle bir şey ki erkeklere pembe pantolon giydiriyor. Kadınlara yaz ayının ortasında dizlere kadar çizme giydiriyor. Deri, kış sezonuna ait bir kumaş türüyken erkekler de kadınlar da ağustos ayının sıcağında deri etekler, pantolonlar giyinebiliyor. “Olacak şey mi, bu mevsimde deri mi giyilir?” diye sorduğumuzda aldığımız cevap artık çok klasik bir hal aldı: “Çünkü bu sene bu moda!”
Gün geçtikçe giyimde sadeliğe gidileceğine ne yazık ki biz abartabildiğimiz kadar abartmanın peşindeyiz. Zarif ve naif olmanın anlamını yitirdiği bu yüzyılda artık ihtiyacımız olan tek şey modanın gelip geçici bir heves olduğunu anlayabilmek. Umarım bir gün kendimiz olmayı becerebiliriz.
Yorumlar