Moda dünyasında hemen hemen her modacının kullandığı ve bilmesi gereken bazı terimler vardır. Bu terimler geçmiş dönemlerden günümüze gelen ve moda akımları sayesinde kullanılan kalıplaşmış kelimelerdir. Birkaç yazı ile bu terimleri sizlerle paylaşıp bilgi sahibi olmanıza yardımcı olacağım.
Androgyn: (Androjen) İlk olarak 80’lerde Annie Lennox ve David Bowie gibi isimlerin öncülük ettiği bu trendin ardından tasarımcılar maskülen ve feminen detayları koleksiyonlarında bir araya getirmeye başladılar. Androjen stil, erkek ve kadın modasından aynı kesimlerin, kumaşların ve detayların kullanımıyla oluşuyor.
Animal Print: Leopar desen ya da kaplan desenli üstler, aksesuarlar, çantalar…
Baguette Bag: En önemli şeylerin sığabileceği uzun, küçük, dar çanta. Askısı da omuza asılabilecek kadar uzun olan çantalardır.
Cool Chic: Şıklık ve feminenliğin karışımı bu tarzı oluşturuyor. Bele oturan ceket, vücut hatlarını ortaya çıkaran kalem etek kombinasyonu beyaz bluz ve yüksek topuklu ayakkabılarla tamamlanıyor. Stile uygun aksesuarlar ise inci ya da sade altın takılar.
Dandy-Look: Maskülen ve feminenin birlikte oynadıkları bir stildir. Erkek pantolonları, ceketler, küçük yelekler, büyük erkek gömlekleri, şapkalar ve erkek ayakkabıları gibi detaylar erkek gardrobundan ödünç alınan parçalar arasında.
Full Skirt: Kloş eteğin İngilizcesi. Bele oturan, aşağıya doğru genişleyen diz boyunda etek. Çoğunlukla pilili tercih edildiğinde çan etek formuna dönüşüyor. 50’li yıllarda bu feminen etek özellikle tarlatanın üzerine giyiliyordu.
It-Jeans: It-Jeans, Gwyneth Paltrow, Sienna Miller ve Kate Moss gibi yıldızların giydiği jean pantolonlara verilen isimdir.
Jabot: Bluz ve elbiselerin dantel ya da volanla süslendiği şık kumaştır.
Manolo Blahnik: Nefes kesen feminen yüksek topukları ve yarattığı bir eşi daha bulunmayan stiletto topuklarıyla 1971’den bu yana mükemmel kalitede el yapımı ayakkabılar üretiyor.
Ballerine (Balerin): Topuksuz düz kadın ayakkabısı.
Op-Art-desen: Op-Art, “Optical Art”ın kısaltılmış hali. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren farklı bir yön çizen bir sanat dalının adı. Keskin geometrik desen, üç boyutlu olabilme ya da hareket ettiğinde gözü yanıltma etkisiyle öne çıkıyor.
Pencil Skirt: Dar silüetli, dize doğru giderek daralan diz boyunda etek. Hareket serbestisini yarı yarıya azaltmasına rağmen, kalem etek vücut hatlarını vurguluyor, çocuksu figürlere ise feminen yuvarlaklıklar sağlıyor. Kesinlikle çok şık bir görüntü sergiliyor ve mutlaka altına yüksek topuklu ayakkabı giymek gerekiyor.
Redingota: Bel kısmı dikişsiz, vücuda oturan, eteklere doğru genişleyerek çan etek formuna bürünen manto.
Seamless: “Dikişsiz” kelimesinin ingilizceye çevrilmiş halidir.
Pilise: Kıvrımlı, büzgülü, kırmalı yapılan kıyafetlerdir.
Trenchcoat: Beli kalın deri kemerle ya da kendi kuşağıyla sıkıca bağlanan çoğunlukla doğal tonlardaki modellerinin tercih edildiği her mevsim giyilen pardösüdür.
Used-Look: “Kullanılmış görünüm”ün İngilizce versiyonudur. Bu tanımlamayla yeni satın alınmış ancak uzun zamandır kullanılmış ve yıpranmış görüntüsü veren giyim parçaları kastediliyor.
Drape: Özellikle elbise ve etek gibi parçalarda kumaşın kat kat büzülerek kullanılmasıdır.
Vintage: Geçmiş döneme ait tek ve özel parça ya da koleksiyonlara verilen isimdir. Christian Dior’un 40’lardaki New Look’u, Pucci’nin 60’lardaki baskıları, YSL’nin 80’lerdeki takımları gibi…
Volant: Farklı genişlikte yuvarlak kesilmiş kollara, etek uçlarına ya da koltukaltlarına eklenen kumaş parçalarıyla yapılmış ürünlere verilen isimdir. Bu kesim sayesinde volan çan formu kazanıyor. Daha çok feminen ve romantik stillerde tercih ediliyor.
Brocard (Brokar): Sırma ve gümüş işlemeli ipek kumaşın adıdır.
Wedge: İngilizce; dolgu topuk. Tahta, mantar ya da hasır versiyonları özellikle 50’lerin ve 70’lerin modasına, hippi ve folkrorik tarzlara uygun olan ayakkabı modelleridir.
Yorumlar