Güçlü kadınlarla aynı ortamda olmak, onlardan farklı bilgiler edinmek ve tecrübelerini dinlemekten hoşlanıyorum. Uzun süredir tanıyor olabilirim, çok yeni tanışmış olabilirim, ara sıra görüyor olabilirim ya da yüz yüze tanışmasamda sosyal medyada takip ediyor olabilirim, bunların hiç biri fark etmez. Bence güçlü kadınları beğenmemizin sebebi onların verdiği pozitif enerji, zorluklara karşı direnmeleri ve Rabbimden gelen her türlü imtihanı kabul edip dimdik durmaları.

Dünyanın her yerinde ne zorluklara göğüs germiş kadınlar var, ama nedense belki hem ülkemi çok özlediğim için, hem de Türk kadınlarla bu kadar vakit geçirme fırsatım olmadığı için, güçlü Türk kadınlarını seviyorum. Bu Türkiye ziyaretimde İstanbul’da Lazaza markasının sahibi Gülcan hanım ile görüşme imkanım oldu. Biz birbirini tanımayan iki ayrı şehirlerde yaşayan modacılar olarak, tanıştığımız andan ayrılana kadar dolu dolu, hızlı hızlı konuştuk. Kendisi de zaman zaman sosyal medya hesaplarında paylaştığı gibi, 11 yasında iş hayatına atılmış. Sohbet ederken Gülcan hanımın yaşadığı zorlukları, o zorluklarla nasıl baş ettiğini ve zaman zaman yoktan varı ortaya çıkarmayı başardığını benimle paylaştı.

Moda dünyasında kreatiflik kadar pratiklik de önemli. Dışarıdan bakıldığında moda bir sanat alanı olduğu için sanat ruhu olan, üretici kabiliyeti olan kişiler için kolay gelebilir. Ama üretme kabiliyeti kadar yönetme kabiliyeti de gerekli. Hatta çoğu zaman yönetici kabiliyeti olan bir çok tasarımcı fazla sanat ruhu olmasa da bu sektörde başarılı olabiliyorlar.

Bir tasarımcı sadece kıyafet tasarlamıyor aslında. Markası için bir kimlik oluşturuyor. Bu markanın bütün yönetimiyle uğraşıyor. İş veren bir iş kadını oluyor. Ve eğer Gülcan hanım gibi iyi kalpli bir modacıysa bütün tecrübelerini yanında çalışan yetiştirdiği modacılarla paylaşıp, onların kendi çektiği zorlukları çekmeden doğrudan öğreterek onlara destek oluyor.

Şüphesiz Gülcan hanım, bu sektörde tam anlamıyla pişerek, hiç durmaksızın çalışarak, alın teriyle şu andaki konumuna gelmiş. Yaptığı tasarımların hepsinde harika detaylar var. Pratik uygulamalarla hem yurt dışında hem de yurt içinde bir çok müşteriye güzel kıyafet seçimleri sunuyor. Uluslararası basında da ismi yer almış bir modacı.

Bir çoğumuzun bildiği üzere moda sektörü yüz binlerce insanın yan yana hayatta kalmak için yarıştığı bir sektör. Ve sistemin doğası sebebiyle bir çok insanın kendini kaybettiği, düzgün duruşundan taviz verdiği, ve zaman zaman çirkinleştiği bir sektör. Gülcan hanım gibi acıların ve zorlukların üzerine basa basa dimdik ayakta durmaya çalışan kadınları seviyorum. Bu dik duruşta  iyilikten, pozitiflikten hiç bir şey kaybetmemelerine ve etraflarındaki kadınlara ve topluma faydalı olma çabalarına da hayranım.