Anne sütü her bebek için özel olan, bebeğinizin ilk 6 ay normal büyüme ve gelişmesine yetecek besin öğelerini sağlayan tek besindir. Anne sütünün içeriği bebeğin gereksinimlerine göre değişiklik göstermekte; her anne bebeği için en uygun sütü üretmektedir. Örneğin erken doğan prematüre bebekler için annelerinin sütü buna uygun özellikler içermektedir.
Anne Sütünün Özellikleri
- Bebeğin tüm gereksinimlerini karşılar.
- Hastalıklara karşı koruyucudur.
- Enfeksiyonları önleyen bağışıklık öğelerini içerir. (IgA, IgG, IgM)
- Alerjiye karşı koruyucudur.
- Tip 1 diyabet, obezite, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon gibi bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır.
- Çene ve diş gelişiminde önemli rol oynar.
- Hazırlama sorunu yoktur, ekonomiktir.
- Her zaman bebeğe uygun sıcaklıktadır.
- Bebeğin zeka gelişimine yardımcı olur. (Okul çağı çocukları üzerinde yapılan araştırmalar, anne sütüyle beslenen çocukların daha başarılı olduklarını göstermektedir.)
- Bebeğin ileriki dönem psikolojik gelişimine olumlu katkı sağlıyor. (Yapılan bir çalışmada 4 yıl süreyle izlenen çocuklarda, anne sütüyle beslenme süresi arttıkça; sosyal yetenek skorunun arttığı, hiperaktivite skorunun belirgin olarak azaldığı gösterilmektedir.)
- – Anne ve bebek arasındaki iletişimi artırır.
Anne İçin Emzirmenin Faydaları
Anne sütü bebek için olduğu kadar, emziren anne için de son derece faydalıdır. Emziren annelerde; meme ve yumurtalık kanserleri daha seyrek görülmektedir. Doğum sonrası depresyon, hipertansiyon, tip 2 diyabet, romatizmal hastalıklara yakalanma oranı düşmekte, osteoporoz ve kansızlık daha az görülmektedir. Emzirme süresince ciddi bir enerji harcandığı düşünüldüğünde (yaklaşık 500 kalori), doğum sonrası kilo vermek için emzirmenin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Anne Sütü ile Bebeğin Beslenmesi
Doğumu takip eden andan itibaren bebeğin uygun koşullarda ve doğru teknikle en geç 1 saat içinde emzirilmesi gerekmektedir. Emzirme başlamadan önce su dahil bebeğe hiçbir yiyecek veya içecek verilmemelidir. Yeni doğan bebekler herhangi bir yardım yapılmasa bile sürünerek annesinin memesine yaklaşmakta ve emmeye başlamaktadır. Emzirme sırasında salgılanan oksitosin ve prolaktin hormonları memedeki sütün boşalmasını sağlamakta ve süt yapımını uyarmaktadır.
Başarılı bir emzirme için bebek mümkün olduğu kadar dik bir pozisyonda kucağa alınmalıdır. Bebek yüzü ve gövdesi aynı doğrultuda ve anneye dönük şekilde anne tarafından kucaklanmalıdır.
Bebek kucağa alındıktan sonra anne meme ucunu bebeğin dudaklarına değdirerek emme için içgüdüsel olarak ağzını açmasını sağlamalı, bebek ağzını açtığında meme ucu ile çevresindeki kahverengi bölümü birlikte bebeğin ağzına vermelidir. Bebeğin çenesi memeye dayanmalı, hava yutması önlenmelidir.
Emzirme Sıklığı ve Süresi
Bebekler, doğumdan sonra emzirilmeli ve devamında emzirme sıklığı ve süresi bebeğin isteğine göre (her ağladığında) ayarlanmalıdır. Özellikle ilk 2 ay her istediğinde bebeğe meme verilmelidir. Her emzirmede, her iki göğsün de sırası değiştirilerek emzirilmesi sütün artması açısından yararlıdır. Her öğünde bebeğin bir memeyi tamamen boşaltması sağlanmalıdır. Bu süre genellikle 10-15 dakika kadardır. İlk dönemden sonra emzirme aralıkları 2-3 saate uzayabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü; bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesini, su dahil herhangi bir ek gıda verilmemesini, 6. aydan sonra ise uygun ek gıdalara başlanarak, emzirmeye 2 yaşına kadar devam edilmesini önermektedir.
Anne Sütünün Yeterliliği
Emziren annelerin çoğunda sütünün bebeğine yetip yetmediği endişesi bulunmaktadır. Halbuki, her annenin sütü bebeğine yetmekte ve bebeğinin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Her bebeğin gereksinimi ve büyüme kapasitesi farklılık göstermekle birlikte; doğumdan sonra iki hafta içerisinde doğum kilosuna ulaşan, ilk 6 ayda aylık en az 500 gram ağırlık kazanan bir bebek yeterli miktarda anne sütü alıyor demektir.
Emzirmeyi Olumsuz Etkileyen Faktörler
Süt salgılanmasında bebeğin emme refleksi önemlidir. Ne kadar sık aralıklarla emzirme gerçekleşirse, süt salınımı da o kadar artmaktadır. Fakat annenin psikolojik durumu (sütünün yetersiz geldiği inancı), fiziksel yorgunluğu, yetersiz beslenmesi süt salgılanmasını azaltıcı etki göstermektedir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar dinlenilmeli, stresten uzak durulmalıdır. Annenin çevresindekilerin anneye yardımcı olması, doğru yönlendirme yapması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki annenin kendine güvenmesi, bebeğin sık ve doğru teknikle emmesi anne sütü yapımını etkileyen en önemli faktörlerdir.
Yorumlar