Muhafazakâr Tekstil Endüstrisi Bitiyor mu?

Muhafazakâr Tekstil Endüstrisi Bitiyor mu?

Muhafazakar Tekstil

Bugünlerde muhafazakâr tekstil sektöründe yer alan hangi butik sahibiyle konuşsam hep aynı şeyden yakınıyor! “Kış sezonu çok kötü geçiyor, satış yok, bazı günler siftah bile yapamıyoruz!” Bu cümlelerin ardından gelen soru ise herkeste farklı kelimelerle vuku bulsa da netice itibariyle aynı: “Acaba sektör ölüyor mu?” Geçtiğimiz hafta düzenlediğimiz Moda ve Girişimcilik Sempozyumu’nda da konu sıkça gündeme geldiği için yazma gerekliliği hissettim.

Tüm ağızlardan bunları duyduğunuzda sektörün yavaş yavaş tükendiğini düşünebilirsiniz. Evet, neredeyse adım başı muhafazakâr kadınlara yönelik butikler açılıyor. Her geçen gün bu kitleye yönelik üretim yapan yeni bir tasarımcı ortaya çıkıyor. Ya da yıllardır tekstil piyasasında varlığını devam ettiren Merter ve Osmanbey firmaları hedef kitlelerini değiştirerek muhafazakâr tekstil piyasasında adlarından söz ettirmeye başlıyor. Online satışla oturduğunuz yerden tüm dünyaya satış yapabilmeniz de hali hazırdaki mağaza ve butiklerin satışlarına sekte vuruyor haliyle.

Muhafazakar Tekstil

Şimdi tüm bunları yadsınamaz birer gerçek olarak önümüze koyalım. Bir semtte 5 yıl önce tek başına faaliyet gösteren butiğin yanı başında şimdi 10 tane daha benzer satış noktasının olması elbette ki o butiğin satışlarını etkileyecek. Elbette ki, fiyatlarda kırılmalar yaşanacak. Ama bu sektörün küçülmeye başladığını göstermiyor. Aksine sektör hızla büyüyor şu anda. Konuştuğum birçok mağaza sahibi, mağazalarını dolduracak ürün bulmakta zorlandıklarını söylüyor mesela. Demek ki mağaza sahiplerinin de hedef kitlenin de istekleri hala tam anlamıyla keşfedilebilmiş değil. Üretim ve tasarımda hala yetersizlik söz konusu.

Sektör dışında olan birçok kişi bilmez ama üretici ve satıcı arasında çoğu zaman yazılı olmasa da bazı sözlü sözleşmeler var. Bu sözleşmelere göre bir üretici, örneğin Konya Merkez’de bir butiğe ürün veriyorsa, o semtte başka bir işletmeye ürün vermiyor. Doğal olarak yeni açılacak işletmeler semtlerinde satılan markaların hiçbirine mağazalarında yer veremiyorlar ve yeni marka arayışlarına giriyorlar. İşte bu noktada sektörün ihtiyacını gerçekten iyi analiz edebilmiş, şık ve rahat ürünler sunmanın yanı sıra satışı olan tasarımlar üreten firma bulmakta zorluk çekiyorlar.

Lüks Markaların Muhafazakar Tekstile Eğilimi

Satışlardaki durgunluk geçiçi

Mevcut düzenleri kurmuş butiklerin yaptığı en büyük hata ise, yeni markalarla butiklerini hareketlendirmeye yeterince özen göstermemeleri. Piyasayı iyi takip eden eski ya da yeni mağazaların satışlarının olumsuz anlamda çok etkilendiğini sanmıyorum ben. Belki kış sezonundan dolayı hafif bir şekilde durgunluk olabilir ama bu işletmeyi sarsacak seviyede değildir. Üreticilerin tamamı bilir ki yaz sezonu her zaman kışa göre daha hareketlidir. Çünkü birçok tüketici kabanlarının altına giydiği şeyi çok da önemsemez. Birkaç parça kıyafetle tüm sezonu geçirebilir. Yaz sezonunda böyle bir şey mümkün olmadığından ve sıcaklardan dolayı sürekli kıyafet değiştirme ihtiyacı hissedildiğinden satışlar da hareket kazanır.

Lüks Markaların Muhafazakar Tekstile Eğilimi

Lüks markaların bile bu pazarda gözü var!

Şunu da söylemeliyim ki, sektör eğer bitiyor olsaydı; dünya markaları bu pastaya göz dikmezdi. Hatırlar mısınız bilmem! Birkaç yıl önce İngiliz Vogue dergisi muhafazakar giyim endüstrisinin önemine dikkat çeken bir dosya hazırlamıştı ve lüks markaları Ortadoğu pazarına yönlendirmişti. Chanel’in şu anda bölgede 10’dan fazla mağazası var. Hermes, Harvey Nichols da bölgede mağazalaşmaya önem veren markalardan. Missoni gibi marjinal bir tasarımcı bile Ortadoğu pazarına yönelik uzun kollu, hatları belli etmeyen muhafazakar bir koleksiyon hazırladı. Yine geçen sezon Donna Karan Ramazan koleksiyonu hazırlayarak muhafazakarları da hedef kitlesine dahil ettiğini ve bu pazara girdiğini açıkça ilan etti. Valentino’nun artık tüm koleksiyonlarında muhafazakarlara hitap eden parçaları görmemek için kör olmak gerek.

Özetle söylemek istediğim; üretici ya da satıcı konumunda olun hiç fark etmez, sektöre girmek istiyorsanız bu yakınmalardan dolayı arzunuzdan vazgeçmeyin. Eğer ki tasarımlarına, üretim gücünüze, satış potansiyelinize inanıyorsanız sizin önünüze set çekebilecek hiçbir şey yoktur.

www.esrakeskindemir.com

Yorumlar

“Muhafazakâr Tekstil Endüstrisi Bitiyor mu?” için 2 yanıt

  1. elif dedi ki:

    bir tunik veya bir elbise aynı kumaştan
    tasarım olunca 250 en az
    marka olunca 150 en az
    ama herhangi biri dikince 50 en az
    ben bu olayı çok kınıyorum.tesettür kapatmaktır. zengin fakir ayrımını da ortadan kaldırmalı. bu fiyatları hollywood dakiler giymiyor.

  2. Ebru dedi ki:

    Sizce tum bunlarin hepsi birazda bu konuda buyuk bir ihtiyaci herkes kendine kara donusturmeye calismadi mi. pastadan ne koparsak gozuyle bakildi. luzumsuz, kumasi ve cogunlukla tasarimlari bile birseye benzemeyen urunlere fahis fiyatlar biciliyor. ki Hicbiri calisan bayanin hala ihtiyacini karsilamadigini dusunuyorum. bosuna belki bu cabam ama ben elimden geleni yapacağım ve boykota devam edecem almayacagim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir