Neden hep diyet yapmak isteyip de bir türlü diyete giremiyoruz? Kendimizi neden yemekten bir türlü alıkoyamıyor, aklımızdaki yemek yeme düşüncesini terk edemiyoruz? Uzman Psikolog Feyza Bayraktar açıklıyor.
Birçok insan hemen hemen her gün “diyete başlamam gerek”, “kilo fazlam var”, “artık yemeğe bir dur demeliyim” gibi cümleler sarf ediyor. Herkesin kilo ve yemekle ilgili bir derdi var son yıllarda. Kimse olduğu kilodan ya da yeme düzeninden memnun değil, diyete girmek istiyor fakat ya bunu durmadan erteliyor ya da diyete başlasa bile bu durum çok fazla sürmüyor. Dolayısıyla diyet ve kilo verme sadece sözde kalıp bir türlü gerçeğe dönüşemiyor.
Diyet yapamamanın psikolojik nedenleri
Diyet yapamamanın ve kilo verememenin herhangi bir fizyolojik sebebi yoksa sebebini psikolojik ve çevresel faktörlere bağlayabiliriz. Öncelikle toplumsal olarak büyük bir baskı söz konusu diyet ve kilo verme ile ilgili. Yani hemen hemen tüm kadınlar kendisini zayıflamak zorunda hissediyor, sosyal ortamda rahatça yemek yiyemiyor. Kilo vermek ve diyet yapmak hayatın en büyük projesi haline getirildiği için de diyete başlanamıyor ya da diyetler devamlı yarıda bırakılıyor. Eğer bir şey ne kadar büyütülüp proje haline getirilirse gerçekleştirilmesi o kadar güç olur. Bunun yanı sıra kilo vermekle ilgili insanların kafasında oluşan gerçekçi olmayan “kilo verince hayatın değişeceği” inancı da diyete başlamayı zorlaştırıyor. Sanki kişi kilo verdiği zaman tüm hayatı değişecek, ödemesi gereken faturaları ödemek zorunda kalmayacak, eşi veya sevgilisi bir anda değişip tam istediği gibi olacak, çocukları ile hiçbir sorun yaşamayacak, kısacası hayatında hiçbir derdi tasası kalmayacak sanıyor.
Oysaki tartıda eksilen birkaç sayının böyle mucizevi etkileri yok ve kilo vermeye yüklenen bu gerçeklikten uzak anlam da kişinin diyet, kilo verme olayını daha da büyütüp bir türlü sonunu getirememesine sebep oluyor.
Yeme bağımlılığı nedir?
Yeme bağımlılığı da diyet yapmayı zorlaştıran faktörlerden bir tanesi. Yemeğin de bağımlılığı mı olur demeyin, çünkü var. Alkol ve madde gibi yiyecekler de bağımlılık yaratabiliyor. Yapılan araştırmalar sonucu özellikle şeker, yağ ve tuz içeren besinlerin beyindeki haz bölgesini uyardığını ve bağımlılık yaratabileceğini kanıtlamıştır. Kişi bir veya birden fazla yiyeceğe bağımlı olabilir.
Bazı kişilerin “ Ben tatlısız yaşayamam” , “Midem bulana kadar çikolata yiyebilirim” dediğini duymuşsunuzdur. Bir yiyeceğe bağımlı olan kişiler o yiyeceği tok olsa dahi bol miktarda tüketebilirler, daha önce yetindikleri miktarlar artık yeterli gelmediği için zamanla daha fazla yeme ihtiyacı hissedebilirler, o yiyecek evde olmadığı zaman saat kaç olursa olsun bulmak için çaba harcayabilirler, o yiyeceği yemedikleri zaman sinirlilik, kaygı hissedebilirler.
Genellikle cips, peynir, çikolata, tatlı çeşitleri, kafein içeren içecekler en çok bağımlılık yaratan yiyeceklerdir. Diyetlerde bir çok kişi bağımlı oldukları yiyecekleri istedikleri kadar yiyemeyecekleri için ya diyete başlayamazlar ya da başladıkları diyeti bozarlar.
Kişi sadece bir tür yiyeceğe bağlı olmak yerine yemek yemenin kendisine de bağımlı olabilir. Diğer bir deyişle, ne yediği o kadar önemli değildir. Yalnız yine de seçimlerini yüksek kalorili yiyeceklerden seçebilir. Yemek yeme bağımlılığında kişi üzüntülüyken, canı sıkılıyorken veya herhangi bir olumsuz duygu durumdayken, yemek onun o durumla baş etmesindeki tek yol haline gelir. Her olumsuz duygu halinde yemeğe sarıldığı için diyet yapamaz, diyet yapamadığı için pişmanlık duyar ve bu pişmanlık kişiyi daha çok yemeğe iter. Dolayısıyla kişinin üzerindeki diyet yapma baskısı onun yemeğe olan bağımlılığını daha da artırır.
Ne Yapmalı?
Öncelikle herhangi bir sağlık probleminiz yoksa diyet yapmak ve kilo vermek zorunda olmadığınızı bilin, kabullenin. Herkes bunu konuşuyor olabilir ama unutmayın sizin hayatta daha önemli problemleriniz ve öncelikleriniz var.
Kilo verdiğiniz zaman hayat değişmeyecek, sadece daha rahat alışveriş yapabileceksiniz. Şu an size dünyanın en muhteşem şeyi gibi gözükse bile alışveriş için harcayacağınız milyonlarınız yoksa zaten bir şekilde kısıtlanacaksınız. Artı alışveriş de eninde sonunda sizi sıkacak, bunu unutmayın.
Kilo vermek istiyorsanız da bunu hayatınızın odak noktası haline getirmeyin. Unutmayın, bir şey ne kadar gözünüzde büyürse yapması o kadar zor olur. İş, aile yaşamı, sosyal hayat, hobileriniz devam etsin; kısacası hayatınız aksın, diyet de yanında gitsin. Tüm hayatınız ve düşüncelerinizi diyet yapmaya odaklamayın.
Yeme bağımlılığınız varsa mutlaka psikolojik destek alın. Yemekle ilgili duygusal bir probleminiz olduğunu düşünüyorsanız gitmeniz gereken yer beslenme uzmanı değil psikolojik danışmandır. Yeme bağımlılığı ve diğer yeme sorunlarında beslenme uzmanına gitmek ve/veya diyet yapmaya çalışmak sizin daha fazla yemek düşünmenize sebep olacak ve yeme probleminizin daha kronikleşmesine neden olacaktır.
Diyet yapma ve yeme döngüleri içinde kayboluyor, bir kilo verip bir kilo mu alıyorsunuz? Belki de yemekle duygu durumunuz arasında bir bağ vardır, farkında olmadan yeme bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz. Bir yeni diyet girişiminde daha bulunmadan mutlaka bir psikoloğa gidip durumunuzu tanımlayın. Eğer yeme bozukluğunuz varsa bunun altında yatan sebep psikolojiktir ve diyet yapmakla çözülmeyecek bu durum, müdahale edilmezse, sizin aynı döngü içinde kalmanıza sebep olacaktır.
Yorumlar