Çok az yediği halde kilo veremeyen, spor salonlarından çıkmadığı halde ağırlığında hiç bir değişiklik olmayan, sıkı bir diyet yaptığını söyleyen ama herhangi bir tartı değişikliği görmeyen bireylere dair hikayelerle karşılaşırız biz diyet uzmanları. Önemli olan kilo verememenin altında yatan sorunu bulmak ve buna uygun çözüm odaklı hareket etmektir. Ne yaparsa yapsın kilo veremeyen, kilo veremediğini söyleyen bu bireylerle karşılaştığımızda bir takım parametreleri değerlendirmemiz gerekmektedir. Bu parametreler kilo vermeye kararlı bireylerle diyetlerini oluşturmaya başlamadan önce, başladıktan sonra da eğer gerçekleşiyorsa duraklama dönemlerinde gözden geçirilerek mutlaka irdelenmelidir.
Rutin Tetkikler
Kan sayımı, açlık kan şekeri, insülin düzeyi, troid hormonları gibi yapılacak rutin tetkikler, kişilerde bir takım sağlık sorunlarının varlığını tespit etmede kullanılmaktadır. Troid hormonlarında meydana gelecek yavaş çalışma, insülin direnci gibi problemler kişinin kilo verme sürecinde olumsuz etki gösteren en önemli parametrelerdir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında dahiliye veya endokrinoloji uzmanından destek alınmalı, diyet planlanırken de bu değerlerin kontrol altına alınmasını sağlayacak uygun bir beslenme programının oluşturulması gerekmektedir.
Metabolizma Hızı
Rutin tetkiklerde herhangi bir sağlık sorunu ortaya çıkmasa da kişinin kilo vermesinde metabolizması, metabolizma hızı etkili olmaktadır. Gün içinde vücudun hiç hareket etmeden harcadığı enerji bazal metabolizma hızı olarak adlandırılmakta ve bazal metabolizma hızı; yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite, beslenme alışkanlıklarıyla paralel değişkenlik gösterebilmektedir. Metabolizma hızının yavaş çalışması kişilerin kilo verme sürecini olumsuz etkilemekte olduğu için, bazal metabolizma hızı hesaplanan bireylerde metabolizma hızını arttırmaya yönelik önerilerle orantılı bir beslenme programının oluşturulması gerekmektedir.
Hareket / Fiziksel Aktivite
Masa başı çalışma, ulaşımda araç kullanma, asansörü merdivene tercih etme gibi nedenlerle gün içindeki hareketsizliğimiz kilo verme sürecimizde olumsuz rol oynamaktadır. Ev temizliği, alışverişe gitmek, çarşı pazar gezmek gibi gerçekleştirilen eylemler ne yazık ki rutin olarak değerlendirildiğinden beyin tarafından egzersiz olarak görülmemektedir. Bunun için haftada en az 3-4 gün 1’er saat kişinin kendine uygun egzersizi seçmesi ve gerçekleştirmesi gerekmektedir.
Daha Az Yemeye Çalışmak
Diyet yapan bireyler, diyet programları bir beslenme uzmanı tarafından bile hazırlanmış olsa, ne kadar az yerlerse o kadar hızlı kilo verebileceklerini düşünmekte ve diyetlerinde miktar azaltması yapmaktadırlar. Yapılan miktar azaltması hedeflenen kalorinin altında beslenmeye neden olduğu gibi kilo vermeleri için düzenlenmiş olan karbonhidrat, protein, yağ yüzdelerini değiştirmektedir. Düşük kalorili diyet tüketimi sonucunda vücut enerji harcamasına adaptasyon sağlamakta yani ne kadar enerji alınırsa o kadar enerji harcamaya kendini adapte etmektedir.
Son dönemlerde yapılan çalışmalarda, bireyler alması gereken enerjinin altında besin tüketerek daha düşük enerjili/kalorili beslendiklerinde, bir süre sonra fiziksel aktiviteleri de oluşabilecek yorgunluğa bağlı olarak azalmakta ve vücut kas kütlelerinde kayıplar meydana gelmektedir. Bu kas kayıpları sonucunda hücrenin çalışma düzeyini düşürerek azalan enerji alımına kendi metabolik hızını adapte ettiği gözlenmiştir. Yani ne kadar az besin tüketilirse metabolizma o kadar az çalışmakta ve kilo verme sürecini imkansız hale getirmektedir.
Size Uygun Diyet?
Diyet her zaman kişiye özeldir. Bu nedenle internette önerilen, gazetelerde sayfa sayfa yer alan zayıflama diyetlerini sizinle beraber takip etmek isteyen ne kadar çok insan olduğunu düşünün. 18 yaşında üniversite öğrencisi, 40 yaşında evhanımı, 65 yaşında erkek bir birey… hepinizin yaş, cinsiyet, beslenme alışkanlıklarının dahi farklı olacağını düşünürsek aynı diyetin hepinize uygun olamayacağı da bir gerçek. Kişinin kendine uygun olmayan bir diyeti uygulaması metabolizma hızını da olumsuz etkileyeceğinden kilo verme sürecinin tıkanması ve artık kişide motivasyon bozukluğuyla işkence haline gelmesi kaçınılmaz bir son.
Kilo verme sürecinizde yaşadığınız olumsuz bir durumla karşılaştığınızda; bu parametreler üzerinden değerlendirmenizi yapın ve doğru ve uygun bir yöntemle kilo verebileceğinizi unutmayın…
Yorumlar