Bebeklerde Öpücükle Bulaşan Hastalıklar

Bebeklerde Öpücükle Bulaşan Hastalıklar

Öpücük hastalığı

Yeni Doğan Bebeklerde Öpücükle Bulaşan Hastalıklar

Annesinin kucağından hışımla alınan bebek elden ele dolaşıyor. Öpücükler konduruluyor minik yanaklarına. Kalabalık onu kucaklayarak “Hoşgeldin.” diyor. Ya sonra…

Dünyaya gözünü açalı birkaç saat oldu. Ailesi onu kucağına alıp bağrına basmak için sabırsızlanıyor. Ama henüz mümkün değil. Hastaneden çıktığında herkes ona iyi bakabilmek için çırpınacak. En ufak bir kıpırtıda ayağa dikecek herkesi. Olsun, ailenin yeni üyesi her şeyi hak ediyor. O, cennet kokusunu yaysın kâfi. Yorulmaya da hazırız, uykusuz kalmaya da. Aileye mutluluk aşılayan yenidoğan, kucaktan kucağa dolaşıp duruyor. Bir de pamuk ellerinden, yumuşak yanaklarından öpücük alabilirsek ne ala. Aile üstüne titriyor lakin söz geçirmek zor çocuk sevenlere. Cılız bir sesle “Öpmeden sevelim, daha çok küçük…” dese de anne nafile. Aynı seremoni devam ediyor. “Bebek bu, balık değil ki uzaktan sevelim!” diyen sesler ebeveyni bastırmaya yetip de artıyor bile. Hemen her bebeğin başına gelen onun da başına geliyor, hepsi bu (!) Aile biraz korumacı yaklaşsa çevre baskının dozunu artırıyor. “Hepimizin çocuğu oldu sizinki pek kıymetli!”, “Sakınan göze çöp batar.” gibi iğneleyici sözler duymaktansa göz yumuyor olan bitene aile.

“Çocukları nasıl sevmeliyiz?” sorusu aklımıza geliyor. Memorial Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzman Dr. Özlen Kaya Çardak’a danışıyoruz. Çardak, peşinen uyarıyor: “Sevme biçimlerimizi değiştirmek zorundayız.” Ona göre, bulaşıcı hastalıkların tamamı için aynı şekilde dikkatli olmamız gerek. Miniklerin bünyeleri çok hassas olduğundan onları öpüp koklamak zaten doğru değil. “Öpersek ne olur?” diye soranlarımıza cevap konunun uzmanından geliyor: “Çocuk-yetişkin herkesin başına gelebilecek bir hastalık çocuğunuzun da başına gelebilir.” Öpücük hastalığının kuluçka dönemi yaklaşık kırk gün. Bağışıklık sistemleri zayıf olduğundan bebekler risk gruplarının başında geliyor. Bazı çocuklarda, bağışıklık sistemi iyi çalışıyorsa, hastalık tedavi edilmeden geçebiliyor. Bazı vakalardaysa (çocuk ya da yetişkin), ciddi rahatsızlıklar görülebiliyor. Ailelerin çocuklarını iyi gözlemlemesini tavsiye eden Çardak, belirtileri şöyle sıralıyor: “Halsizlik, boğaz ağrısı, ateş, boyun lenf bezlerinde büyüme, bademcik kabarması, boğaz kızarıklığı ve hastaların yüzde 30’unda görülen bademcikte yaygın beyaz renkte iltihap.”

Virüs, kan yoluyla da bulaşabiliyor. Rahatsızlığın bulaştığı kişilerin iki hafta şikâyetleri olmuyor. Virüs tükürük bezleri ve ağız içi lenf dokusunda çoğaldığında hastalık ilk sinyallerini vermiş oluyor. Çocuk Hastalıkları Uzmanı Özlen Kaya Çardak, şikâyetlerin grip veya soğuk algınlığıyla karıştırıldığına dikkat çekiyor: “Bu hastalığın klinik bulguları boğaz enfeksiyonu ile karışabilir. Bu nedenle ayırt etmek için boğaz kültürü mutlaka alınmalı. Çocuklar sık ateşlenir önyargısıyla hareket edilmeden öpücük hastalığı incelemeleri yaptırılmalı.”

Dünya tatlısı çocukları sevmek güzel ama onlara bulaştıracağımız hastalığın kesin bir tedavisi yok. Ateşli dönemlerinde ateş düşürücü ilaçlar kullanılsa dahi miniklerin rahatsızlığı hafiflemiyor. Aynı durum yetişkinler için de geçerli. Virüs küçük-büyük demeden herkesi yatağa düşürebiliyor. Çardak’a göre özellikle dalak büyümesi olan hastalarda dalağın yırtılma riski olması nedeniyle yatak istirahati önem taşıyor. Dalak hassasiyet kazandığı için spor faaliyetleri esnasında kolayca yırtılabilir. Bu sebeple Çardak, tedavi esnasında spora mutlaka ara verilmesini öneriyor. Öpücük hastalığı bulaşıcı olduğu için tanı konan çocukların bir süre arkadaşlarından ayrı kalması lazım. Evin ve aile ortamının da uygun hale getirilmesi tedavinin gereği. Ağrı ve ateşle kıvranan miniğin başka mikroplara daha korumasız olduğunu düşünecek olursak en az on beş gün kalabalık ortamlardan uzak tutulması elzem. İyileştiğinde sevincimizi yine onu öperek gösteremeyeceğimizi de hatırlatmış olalım. Bundan sonra miniğin kişisel eşyalarının temizliği, özellikle yemek malzemelerinin kimseyle paylaşılmaması konusunda annelere büyük sorumluluk düşüyor.

Tükürükle Bulaşan Diğer Hastalıklar

Soğuk algınlığı: 200’e yakın virüs çeşidi tarafından oluşur. Virüsler çocukların yakın teması ile rahatlıkla bulaşabilir. Bunu engellemek için el hijyenine dikkat edilmesi gerekir.

Grip(influenza): Ateş, öksürük, baş ağrısı, halsizlik ve kas ağrısı ile seyreden bir enfeksiyon. Öpüşme ile rahatlıkla başkalarına geçebilir.

A Grubu Beta-Hemolitik Streptokok: Sıklıkla hava yolu ve öpüşme gibi yakın temas ile bulaşır. Özellikle aile içinde ya da kreş gibi toplu yaşam yerlerinde insandan insana sirayet eder.

Kızamık: Enfekte olan çocuklar ‘prodrom’ dönemde döküntü ortaya çıkmadan önce hastalığı bulaştırmaya başlar. Virüs ağız içinde bulunduğu için boğaz çalkantı suyunun izole edilmesi önemli.

Kızamıkçık: Kızamıkçık olan çocuğun solunum salgıları ile başkalarına geçer. Döküntüden itibaren iki hafta daha bulaşıcılığı devam eder.

Kabakulak: Damlacık iltihap ile bulaşan bir hastalık. Tükürük bezlerini enfekte eder. Virüs, tükürük bezlerinden tükürük kanalları yoluyla ağızdan direkt temas ile de bulaşır.

Suçiçeği: Ateş ve deri döküntüsü ile seyreden çok bulaşıcı bir çocukluk hastalığı. Virüs ‘trakea’ ve ‘bronş epitel’ hücrelerine yerleşir. Hastalık, solunum yolu ve yakın temas ile yayılır.

Kaynak: Yeni Bahar Dergisi

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir