Osteoporoz halk arasında bilinen adıyla kemik erimesi vücuttaki kemik yapım ve yıkım arasındaki dengenin bozulmasıyla kemik kütlesindeki azalma ve kemik kırılganlığının artışı ile karakterize bir hastalıktır.
Sağlık bir bireyde kemikteki yapım-yıkım denge halindedir. Ancak yaş ilerledikçe ve kadınlarda menopoza girildikten sonra bu denge bozulur.
Ancak her menopoza giren kadında ya da her yaşlı bireyde osteoporoz aynı şiddette görülmez. Bunun nedenleri nedir?
- 1. Hareketsiz yaşam stili
- 2. Kadınlarda östrojen hormonunun salınımında azalma
- 3. Yetersiz kalsiyum tüketimi
Hareketsiz yaşam tarzının zararları maalesef burada da kendini göstermektedir. Nedenini açıklayacak olursak normalde kemiklere binen sürekli olmayan basınç ve yer çekimi kemik yapımını uyarır.
Hareketsiz bir yaşam ise kemiklerin doğal oluşum süreci için gerekli basınçtan vücudu mahrum bırakır. Kemikte kalsiyum kaybı başlar ve kırılganlık artar.
Kadınlarda menopoza girilmesiyle östrojen salınımı azalır. Normalde östrojen kemikteki kalsiyum miktarının ayarlanmasında etkilidir. Ve yine kemik sağlımız için önemli olan D vitamini üzerinde de etkileri vardır.
D vitamini sadece kemiklerde değil vücudumuzun birçok bölümünde etkilidir. Yaygın vücut ağrılarından kas kramplarına kadar birçok probleme yol açabilir. D vitamini eksikliğinin en önemli sebebi ise yeterince güneş alamamaktır. Tek çaresi ise günde 10-15 dakika güneş ışığını almak.
Bilinenin aksine güneşin temas etmesi gereken vücut yüzeyi tesettürlü bayanları sıkıntıya sokmaz. İnsan metabolizmasında gerekli D vitamininin sentezlenmesi için vücudun yüzde 6’sının, yani el, yüz ve kolların doğrudan güneş görmesi yeterlidir.
Azalan östrojen, yetersiz D vitamini ve inaktif bir yaşam osteoporoza bağlı oluşacak problemleri de beraberinde getirir. Ağrı, boy kısalması, duruş bozuklukları, kırıklar en önemli semptomlardır. Kırıklar en çok kalça, el bileği ve omurgada görülür.
Osteoporoz da fizik tedaviyi ikiye ayırabiliriz.
- 1. Koruyucu Fizyoterapi
- 2. Tedavi Edici Fizyoterapi
Koruyucu fizyoterapide hastanın günlük yaşam aktiviteleri düzenlenir, inaktif yaşamdan aktif bir yaşama dönüş sağlanır. Ayrıca eklemlere aşırı yük binmesi engellenir. Kasların kuvvetlendirilmesi, denge ve koordinasyonun artırılmasıyla kırık oluşması engellenir. Osteoporozlu hastalara taban basıncını eşit dağıtacak bir spor ayakkabıyla orta tempolu yürüyüş oldukça önerilmektedir. 30-45 dakika arası ve haftada 5 kez yapılacak yürüyüş yeterli olacaktır.
Tedavi edici fizyoterapide ise eğer kırık oluştuysa kırık bölgenin tedavi edilmesi ve korunması sağlanır. Vücut maksimum verimlilikte nasıl kullanılır bunun planlaması yapılır ve hastaya uygun bir fiziksel aktivite programı çizilir.
Osteoporoz hastaları genellikle erişkin ve yaşlı popülasyon olduğundan bu hastalara egzersiz programı çizilmeden önce kardiyovasküler sistem başta olmak üzere tüm vücut sistemlerinin değerlendirilmesi, uygun tetkiklerin yapılması gerekmektedir.
Egzersiz programının diyetisyen eşliğinde yapılmış uygun diyet programıyla bir bütün halinde yürütülmesi tedavinin anahtar noktalarından biridir.
Yorumlar