Bazen bir işin neresinden başlayacağınızı bilemezsiniz ya ben de bu yazıya nasıl başlayacağıma bir türlü karar veremedim. Özgecan’ın adını defalarca yazdım, sildim, yazdım, sildim… Devamını getiremiyorum çünkü! İçimden geçenleri nasıl ifade edersem edeyim, olmuyor. Üzüntümü anlatacak kelimeleri tam olarak bulamıyorum ama biliyorum ki sizin kalbinizde de benim hissettiklerimin aynısı var.
Evet, duygularımızı her zaman sözlü ya da yazılı ifade edemiyoruz fakat hal dilimiz içimizdekileri her zaman en iyi şekilde ortaya koyar. Ve kıyafetlerimiz, sıradan nesneler gibi görünür ancak her daim ruh dünyamızı anlatır. Mutluysak renkli, üzgünsek ya da kendimizi iyi hissetmiyorsak koyu tonlar giyeriz. Güneş aydınlatıyorsa içimizi gökkuşağı tonları eşlik eder bedenimize ama bulutlar geziyorsa üzerimizde gölgeler vurur o renklere… Ve kalbimizi gerçekten acıtan, derinden yaralayan bir şey varsa karalar bağlarız geçmiş çağlardan beri.
İşte bugün o yüzden siyah giyiyorum ben. Kalbi gerçekten acıyan tüm kadınlar gibi, tüm anneler gibi, siz gibi…
Siyahın tarihte çağrıştırdığı tüm anlamlarını bilerek taşıyorum bugün üzerimde. İlkel çağlarda ölüm, günah, kötü talih, hastalıkla anılır bu renk. Antik dönemlerin doğal tasvirlerinde ise karanlığı geceyle, geceyi ölümle ilişkilendiren çağrışımdır siyah. Savaşçılar, karşı saftakilere ölümü hatırlatıp korku salmak için siyaha boyanır. Çin imparatorları ciddiyetlerini belli etmek için çıkarmaz üzerinden siyahı. Tarih boyunca en çok da erkekler giyer bu rengi. Çünkü siyah herşeyden çok gücü simgeler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki gücünü!!! Karşı konulamaz, bastırılamaz bir güçtür bu ne yazık ki! “Siyah giyen adamlar” kitabının yazarı John Harvey, “Siyah giyen adam, ciddi bir gücün temsilcisidir ve bu kadınlar üzerinde hak iddia eden bir güçtür.” der satırlarında. Evet, gerçekten de tarih boyu siyah giyen hep güçlü olmuştur. Bir Avrupa devleti, ulus olarak siyah rengi benimsemişse eğer, bu dönem o devletin gücünün zirvesinde olduğu zamana denk gelir.
15, yüzyılda Burgundy’de, 15. ve 16. yüzyılda Venedik’te, 16. yüzyılda İspanya’da, 17. yüzyılda Hollanda’da ve 19. yüzyılda İngiltere’de güç hakimse bu biraz da o dönemlerde siyahın yaygın kullanımıyla ilişkilidir.
Bugünse topluca siyah giyen taraf ne bir erkek ne de bir ulus. Bugün siyah giyen, gücü elinde tutan biz kadınlarız. Ve bizim yanımızda olan vicdan sahibi tüm erkekler, babalar, tüm ağabey ve kardeşler. Umuyorum bugün kadına şiddetin son bulduğu bir milat olur. Ve canı gönülden umuyorum ki geçmişte kadınlara karşı yapılan tüm kötülüklere karşı hak yerini bulur!
“Özgecan’ın başta annesine ve tüm yakınlarına Allah’tan sabır diliyorum”
Yorumlar