Moda dünyasında sayısız tasarımcı ve stilist var. Çoğunun esin kaynağı kendi öz değerleri değil, dünya moda akımları ve trendleri. Tesettür giyim üreten firmalar bile, kendi folklorik değerlerimiz yerine, batının formlarını alarak, mütedeyyin kadının hatlarını kamufle edecek stilleri, kendilerince yorumluyor ve buna göre koleksiyonlar hazırlanıyor.
Oysa bu zor bir iş. Sağ elimizle sağ kulağımızı tutmak varken, sağ elimizle sol kulağımızı tutmaya benziyor. Kendi öz değerlerimiz dururken, batılılaşma giyim kültürüne bilinçsizce katkıda bulunuyoruz. Batıyı taklit etmek usta bir sanatçının işi değildir. Taklit, sanatçının ve tasarımcının kalitesini düşürür.
Sanatçı kimliğini bilen, yaşatan kişiler giyim ve kıyafet sanatını inançtan kaynaklanan bir kültür olarak algılar, tasarımlarını kendi öz değerlerinden ve folklorik kültüründen esinlenerek hazırlar. Aynı zamanda kendi kültürü içinde kıyafet tasarımı yapan stilistlerden de etkilenmemeye çalışır. Bununla birlikte örf, gelenek ve folklorik kültür değerlerini özümsemiş bir tasarımcı olarak kendine has orjinal kıyafet tasarımı yaparak, koleksiyonlarını gerçekleştirir.
Bu açıdan her tasarımcı sanatkar olmak zorundadır. Sanatkarlık, başkasının bir tasarımını tamamen, ya da bir kısmını taklit ederek kendi koleksiyonunda asla kullanmayan ve yer vermeyen tecrübeli ustalardır. Bu ustaların nefes alış verişi bile tasarımdır. Her sanatkar tasarımcının kreasyonlarında, kendisine özgü bir tavır vardır. Bu tavır sanatkarlık marifeti ve maharetidir.
Sanatkar ve zanatkar arasındaki inceliği sorgulayacak olursak; sanatçı ilk tasarımcıdır. Bir ürünü ilk tasarlayan ve yapandır. O ürünü çoğaltarak sonradan üretenler ise, onlara zanatkar denir. Sanatçının tasarladığı ilk iş, orjinaldir. Bunu taklit edip, ürütene, el emeği ve göz nuruyla pürüzsüz yapabilene de zanatkar deriz.
Sanatkar her hareketiyle kendini belli eder. Duygularıyla, düşünceleriyle, tavır ve davranışlarıyla özeldirler. Onlar elmayı bile sanaatkarane bir şekilde soyar. Elmayı başından sonuna kadar kabuğunu ahenkle, itina ve zevkle akordion biçiminde soyabilir. Sanatkar bununla kalmaz, herşeyi bir sanatçı gözüyle bakar, ondaki estetik orjini yakalamak için, araştırır geliştirir, sorgular, teknik ve manuel bütün argümanları sanat eserinde kullanır.
Gün be gün bilgilerini ve sanatını günceller. Analitik düşünür, çağdaş düşüneyim diyerek geçmişi bir hamlede silmez, geleceğe de geçmişin sentezini yaparak, bulunduğu zaman ve mekana göre kreatif ürünlerini tematik koleksiyonlarla ifade eder.
Özgün tasarımcılar asla taklit etmez; bir anlamda geleceğe yönelik hayal ettiklerimizi hayatımıza çekerler. Özgün tasarımcılar, özgün koleksiyonlarla hayatımızda yer eder.
Yorumlar