Arefe, Kurban Bayramından bir önceki gün, hicri takvime göre Zilhicce ayının 9. günüdür. Başka güne arefe denmez. Ülkemizde Ramazan Bayramının bir önceki gününe de arefe denmiştir.

Arefe günü, Hazreti Âdem (as) ile Hazreti Havva’nın Arafat’ta buluştukları gündür. Arefe günü oruç tutmak çok sevaptır. Bugün tutulan oruç, bin gün nafile oruca bedeldir. Zilhicce’nin diğer günleri tutulamadıysa bile sadece arefe gününü olsun oruçlu geçirmek çok efdaldir. Aynca geçmiş ve gelecek yılda yapılan tövbelerin kabul olmasına da sebep olur.

Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Arefe günü tutulan oruç, bin günlük nafile oruca bedeldir.”

(Tergîb ve Terhîb Trc, 2/460)

“Arefe günü tutulacak orucun önceki ve sonraki senenin günahlarına kefaret olacağını Allah’tan ümit ediyorum.”

(Tirmizî, Savm, 46 (749); İbn Mâce, Sıyâm, 40)

Peygamber Efendimizin zevcesi Hafsa (r.a) diyor ki:

“Resulullah (sav) dört şeyi terk etmezdi: Aşure günü orucu, Zilhicce’nin on günü orucu, her ay üç gün orucu ve sabahın iki rekât sünneti.”

(İbn Kayyım el-cevziye, Zadu’l-Meâd 2/651)

Yalnız Arefe günü oruç tutmak o sene hacca gitmeyenler içindir. Yani Arefe günü Arafat vakfesinde bulunmayanlar içindir. Bu husustaki hadis-i şerif şöyledir:

Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh anlatıyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Arefe günü Arafat’ta oruç tutmayı yasakladı.”

(Ebu Dâvud, Savm: 63)

Hâris binti Ümmü’l-Fazl rivayet ediyor:

Arafat’ta Arefe günü insanlar Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellemin orucu hakkında ihtilafa düştüler. Bazısı, “O oruçludur” dedi, bazısı da, “Hayır, oruçlu değildir” dedi.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Arafat’ta devesi üzerinde vakfede iken ona bir bardak süt gönderdim de onu içti.

(Müslim, Sıyam: 110-111)