Şekeri hayatımızdan çıkaramaya tamam tamam çok iddialı bir giriş oldu ama en azından hayatımızda daha az kullanmaya başlamak için şeker yerine bir şeyler koymaya başlamanın sizce de zamanı gelmedi mi? Tüm dünya şekeri, şeker şuruplarının kullanımlarını azaltmaya çalışırken biz de kendi evimiz için elimizden geleni yapabiliriz bence.
Hadi o zaman şeker yerine kullanılabilicek besinlerden bahsedelim. Bu arada yazının en sonunda yer verdiğim tatlandırıcıları harika besinlerden pek saymıyorum. Ben doğal gıda ve organik tarım yanlısıyım yapay ürün sevmiyorum. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Şimdi son hızla yazımıza geçebiliriz yalnız ufak bir sorunumuz var. Bu yazıyı okumanın bazı kuralları var. 1. kural yazıya başlamadan 2 bardak su içmek. 2. kural yazıya başlamadan 10 kez yerinde zıplamak ve 3. kural bu yazıyı okuduktan sonra çaya-kahveye şeker atmak yasak.
Doğal Tatlandırıcılar
Keçiboynuzu Tozu: Geçmişte çaylara atılan şeker yerine bile kullanılan keçiboynuzu tozu zamanla popülerliğini yitirse de yeniden aramıza dönmeye başladı. Güçlü bir lif kaynağı olan bu toz hem bağırsak hareketlerimize yardımcı olur hem de kan şekerimizi dengede tutarak kilo kontrolümüzü sağlar. Pasta, kek, kurabiyelerde rahatlıkla tercih edebileceğimiz gibi sütümüzün içine karıştırıp çikolatalı süt içme mutluluğunu da yakalayabiliriz. Kalsiyum bakımından zengin, kemiklerimize iy gelen, bağışıklık sistemimizi güçlendiren bu mucize tozu mutfağımızdan eksik etmeyelim ve çocuklarımıza şeker yerine tükettirmek için keçiboynuzu tozunu tercih edelim. 1 kaşık keçiboynuzu tozu 25-28 kalori arasındadır ve 6 gram karbonhidrat içerir.
Pekmez: Pekmezi alt gruplarına ayıracak olursak hem normalinden hem de keçiboynuzu pekmezinden bahsedeceğim şimdi size. Pekmez vücut direncini, bağışıklık sistemini güçlendirirken bir çok vitamin ve mineralide içerdiğinden çocuklarımıza rahatlıkla tükettirebiliriz. Pasta, kek ve kurabiyelerde kullanılacağı zamanda dikkat etmemiz gereken bazı noktaları var. Pekmez belli bir sıcaklığın üzerine çıktığı zaman yararlı etkilerini kaybedip kanserojen etkisiyle ön plana çıkıyor buda kaynatılması ve yüksek ısıda ısıl işlem görmesi sonucu ortaya çıkan HMF ile oluyor. HMF(hidroksimetil furfural) asitli ortamda hekzosun parçalanmasıyla yani şekerli gıdaların uygun olmayan sıcaklıklara maruz kalmasıyla ortaya çıkar. Türk Gıda Kodeksi Üzüm Pekmezi Tebliği’nde sıvı pekmezde en fazla 75 mg/kg, katı pekmezde ise 100 mg/kg’a kadar HMF miktarına izin verilmektedir. Buda demek oluyor ki sağlığımızı tehlike altına almayalım, çocuklarımızı zehirlemeyelim diye pişmeyen tatlılarımızda rahatlıkla pekmez tercih edebiliriz ama pişen ve fırına giren tatlılarımızda pekmez kullanmamalıyız.
Bal: Yine tatlılarımız da şeker yerine tercih edebileceğimiz bal enerji vermesinin yanı sıra idrar söktürüp öksürüğe de iyi geliyor. Fakat unutulmamalıdır ki pekmezde olduğu gibi balda da yüksek ısıya maruz kalınca HMF oluşumu olur ve buda sağlıklı olan balı kanserojen yapar. Balda HMF, Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliğinde 40 mg/kg a kadar izin verilmektedir. Bal içinde önerebileceğimiz pişmeden yapılan tatlılarda rahatlıkla kullanılabileceği yönünde tabiki.
Hindistan cevizi şekeri: Kalori ve karbonhidrat olarak toz şekerle aynı olsa da hindistan cevizi şekeri kan şekerini daha dengeli bir şekilde yükseltiyor bunun nedeni de sofra şekeri sakaroz dediğimiz basit şekerden oluşuyor oysa hindistan cevizi şekerinin sakkaroz miktarı yüzde 75’tir geri kalan yüzde 25’lik kısmı ise lif içerir. Esmer şeker gibi granül olarak satılan bu şekerin diğer önemli özellikleri ise kolay erimesi, zor yanması ve içine katıldığı gıdanın rengini kahverengiye döndürmemesi. Bütün tatlılarımızda kek ve pastalarımızda normal şeker yerine rahatlıkla tercih edebiliriz ama tabii ki her şeyde olduğu gibi bunda da tüketilen miktar önemli. Sağlıklı olsa bile hiçbir şeyi sınırsız yiyemeyiz.
Hurma Özütü: Yüksek lif ve kan şekerimizi dengelemesiyle kilo kontrolümüzde bize yardımcı olur bu yüzden tatlı ihtiyacımızı karşılamak için yaptığımız fit tatlılarımızın içinde rahatlıkla kullanabiliriz. Hatta çay ve kahveyi fazla tüketen bireyler veya sütünü tatlı isteyen çocuklarımıza şeker yerine bir kaç damla hurma özütü damlatmalarını önerebiliriz.
Yapay Tatlandırıcılar
Bazılarımızın ölümüne korktuğu tatlandırıcların hepsi aslında sandığımız kadar tehlikeli değiller. Ben şimdi size bu konuda otorite olan WHO ve FDA onaylı bazı tatlandırıcılardan bahsedeceğim.
Sakarin: Normal şekerden 500 kat daha tatlı olan sakarinin kalorisi yoktur ve hem yiyeceklerimizde hem de içeceklerimizde rahatlıkla tercih edebiliriz. Fırında yapılan tatlılarımızda da rahatlıkla kullanabiliriz fakat belirtmekte fayda var yapılan son çalışmalarda gebe veya emzikli kadınların bebeklerine geçerek birikme olabileceği saptanmıştır. Gebe veya emzikli değilseniz rahatlıkla kullanabileceğiniz sakarinin kan şekeri üzerine bir etkisi yoktur.
Aspartam: Isıya dayanıklı olmadığı için genellikle soğuk içeceklerde tercih edilen aspartamın Dünya Sağlık Örgütününde önerisiyle günlük güvenilir dozu 50 mg/kg’dır. Aspartamın 1 gramı 4 kaloridir ve çay şekerinden 200 kat daha tatlıdır.
Sukraloz: Kan şekeri üzerinde ani dalgalanmalar yaratmayan sukraloz şekerden 600 kat daha tatlıdır. Aynı zamanda yüksek ısıya da dayanıklı olduğu için bütün kek ve pastalarımızda rahatlıkla tercih edebiliriz. Sukraloz için FDA tarafından belirlenen günlük alım dozu 5 mg/kg’dır.
Stevia: Ttalandırıcların atası karşınızda diyebilirim çünkü en çok tercih edilen doğal tatlandırıcı kendisi olur. Stevia bitkisinin yapraklarından elde edilir. Hem içeceklerimizde hem de pasta ve keklerimizde rahatlıkla kullanabileceğimiz stevianın şekerden 300 kat daha tatlı olması ve ısıya dayanıklı olması tercih etmemizdeki başlıca sebeplerdendir tabiki. Günlük güvenilir alım dozu 2 mg/kg’dır.
Asesülfam-K: Genelde gıda sanayisinde gazlı-gazsız içecekler, süt ürünleri, dondurmalar, tatlılar vb ürünlerde kullanılır. Günlük alım FDA tarafından 15 mg/kg olarak belirlenmiştir. Şekere göre 150-200 kat daha tatlıdır.
Yorumlar