Ana-babaların çocuklarına yönelik olarak ortaya koydukları tutumlar, çocukların kişilik gelişimine önemli ölçüde etkide bulunur. En doğru, en mükemmel denilebilecek bir anababa tutumu olduğunu iddia etmek elbette çok güç . Ancak yine de optimum düzeyde ortak kabullere varabildiğimiz ve doğru olarak nitelendirebileceğimiz çocuk yetiştirme tarzları mevcut.
Bakalım sizin çocuk yetiştirme tarzınız hangisi?
Ana-Baba Tutumları
Ana-baba tutumları özellikle ergenler üzerinde çok derin etkiler yaratmaktadır. Bu konuda yapılan akademik literatürlere bakıldığında anababa tutumlarında iki kriter göze çarpar; ana-baba duyarlılığı ve ana-baba talepkarlığı.
Anababa duyarlılığı; anne ve babanın çocuğun gereksinimlerine kabul edici ve onu destekleyici bir biçimde karşılık verme derecesidir. Ana-baba talepkarlığı ise anne ve babanın çocuktan olgun ve sorumlu davranışlar bekleme derecesidir. Ana-babalar bu iki kriter çevresinde bir çocuk yetiştirme tarzı ortaya koyarlar. Bazı ana-babalar kabul edici iken, bazıları reddedicidir veya kimisi de serbest bir tutum sergileyebilir.
Ana-baba tutumları konusunda pek çok tarzdan bahsetmek mümkün. Anne ve babanın tavır ve tarzları çocuğun gelişimine engelleyici veya destekleyici bir etkide bulunurlar. Ana-baba tarzlarını genel olarak sıralayacak olursak;
- Otoriter / Açıklayıcı / Baskıcı Ana-Babalar
- İzin Verici Ana-Babalar
- İlgisiz / Kayıtsız Ana-Babalar
- Reddedici Ana-Babalar
Otoriter / Yetkili Ana-Babalar
Otoriter ana-babalar sıcak fakat disiplinlidir. Çocuğa ilişkin standartları kendisi koyar. Çocuğun yaşamına dair tüm kurallar anababa tarafından belirlenir. Çocuğun özerklik gelişimine veya kendi kararlarını almasına önem veriyor görünseler bile son sözü her zaman anababa söyler. Otoriter anababalar çocukları ile akılcı bir tarzda ilgilenirler. Disiplin konusunda sık sık tartışırlar ve açıklama yapmak durumunda kalırlar.
Genellikle otoriter ana-babaya sahip bireyler ilgisiz ve izin verici anababa tarzlarıyla büyüyen çocuklara göre psikososyal anlamda daha yeterlidirler. Yetkili ana-babaya sahip bireyler daha sorumluluk sahibi, kendine güvenli ve uyumludurlar. Meraklı olurlar. Sosyal becerileri fazladır ve okul başarıları ya çok yüksektir ya da çok düşüktür.
Yetkili ana baba tutumu ile sağlıklı çocuk yetiştirme arasında güçlü bir ilişki ortaya konulmaktadır. Dünyanın hemen hemen her yerinde otoriter ana babaların çocuklarının çok daha sağlıklı bireyler olduğunu söylemek mümkündür. Bu tarz ana babalar büyüme çağındaki bireyin gereksinim duyduğu standartları, sınırları ve ilkeleri koyarken, ergene özgüvenini geliştirecek fırsatlar sunarlar. Çocuğun özgüvenini geliştirmek konusunda daha yapıcıdırlar. Böylece ergenler olumsuz akran etkileri, bağımlılıklar ve yaşam stresi ile daha kolay mücadele edebilirler.
Yetkili ana babalar aynı zamanda çocukla daha fazla sözel iletişim kurdukları için çocuğun kişilik gelişimi ve bilişsel gelişimine de katkıda bulunurlar. Aile içinde kurallara ve ahlaki değerlere dair sık sık yapılan konuşmalar, ergenlerin hayata daha kolay adapte olmasını sağlar. Otoriter ana babalar ile çocukları arasında kurulan sıcak bağ aile ilişkilerine de güç katar. Bu şekilde büyütülen çocuklar genellikle ana-baya hayranlık besler ve bu hayranlık anne ve babanın çocuğu daha kolay kontrol etmesini ve çocuğu etkilemesini sağlar.
Sonuç olarak tüm dünya genelinde yapılan çalışmalarda tatlı-sert bir tutumun çocukları daha iyi biçimlendirdiği artık bilinmektedir. Çocuklarınıza ölçülü ve makul kurallar koymaktan ve onlara kuralları öğretmekten çekinmeyin.
İzin Verici Ana-Babalar
Çocuk için kabul edici ve yumuşak bir tavra sahiptirler. Disiplin konusunda pasiftirler. Çocuğun davranışlarına ilişkin talepte bulunmazlar. Çocuk istediği davranışı yapmakta özgürdür. Bu ana-baba modeline göre, çocuğun davranışlarını kontrol etme, çocuğun özgürlüğünü kısıtlamaktır. Böyle bir kısıtlamanın çocuğun gelişimini engelleyeceğini düşünürler. Çocuğun davranışlarını etkin olarak şekillendirmektense, kendilerini çocukların ihtiyaç duyduğu zamanlarda kullanabileceği bir kaynak olarak görürler.
İzin verici ev ortamlarında büyüyen çocukların sorumluluk duygusu gelişmemiştir. Olgunlaşma konusunda çok zorlanırlar. Liderlik vasıflarına sahip olamazlar. Bu ana-baba tutumuyla yetişen çocukların pek çoğu duygusal tepkilerini aşırı düzeylerde ortaya koyarlar. Alkol ve madde bağımlılığına yatkınlıkları çok fazladır.
Son on yıldır sayısı hızla artan izin verici ana-babalar, kural koymadan çocuklarını yetiştirirlerken aslında çocuklarına ne büyük bir kötülük yaptıklarını henüz bilmiyorlar. Çocuğun tuvalet eğitiminden tutun da özbakım becerilerini edinmesine kadar her alanda kurallar çocuğunuzun daha olgun ve güçlü bir birey olmasını sağlayacaktır. Kural koymaktan kastedilen durum asık surat ile çocuğu azarlamak değil elbette. Kural koymak, çocuğun hayatını kolaylaştıracak ve aile bütünlüğünü sağlayacak düzenlemeleri içerir. Çocuğunuza uygun bir dille kuralları anlattığınızda her şeyin çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.
İlgisiz / Kayıtsız / İhmalkar Ana-Babalar
Çocuklarıyla geçirdikleri zaman dilimi oldukça sınırlıdır. Çocukları için harcayacakları enerji ve zamanı minimuma indirmeye çalışırlar. İhmalkardırlar. Çocuğun nerede, kiminle, nasıl zaman geçirdiği hakkında çok az bilgi sahibidirler. Çocuğun okuluyla, arkadaşlarıyla, sosyal yaşamıyla ilgili değildirler. Karar verirken çocuğun düşüncesini nadir olarak dikkate alırlar. Çocuğun gelişimi açısından en iyi neyin doğru olduğuna kendileri karar verirler. Ev yaşamı çocuğun isteklerine göre değil, kendi isteklerine göre düzenlenir. Anne ve babanın gündeminde çocuk yoktur. Anne ve babanın gündeminde kendileri, işleri veya kendi istekleri vardır. Bu hiyerarşi içinde çocuk en alt basamakta yer alır.
İlgisiz ana-baba tavırlarının çocuklarda depresyon görülme sıklığını arttırdığı ortaya konulmuştur. Bu tutum, hem çocuklukta hem de ergenlikte psikososyal gelişimi oldukça olumsuz etkiler. Çocuk sürekli olarak değersiz olduğuna dair bir fikir üretmeye ve bu fikre inanmaya başlar. İlgisiz ana babaların ortaya koyduğu psikolojik istismar yani aşırı eleştiri, duygusal kabalık, sözel şiddet gibi durumlar çocukların gelişimi için büyük bir engeldir. İlgisiz ve ihmalkar ana babaların çocukları, kabul edilmeyen ve ahlaki olarak görülmeyecek arkadaşlıklar edinirler. Kolayca istenmeyen alanlara yönelme eğilimi gösteren çocuklardır.
Bir anne ve babanın hayatta çocuğuna verebileceği en değerli şey; onun bu hayatta sevildiğini, kendileri için önemli olduğunu çocuğa hissettirmeleridir. Eğer hayatınızda iş veya kariyer veya kendi istekleriniz daha öncelikli ise çocuk sahibi olmayı bir kez daha düşünmenizde fayda var.
Reddedici Ana-Babalar
Bu tutumda, anne ve baba tarafından çocuğa düşmanca bir tavır sergilenir. Aile çocuğu doğru veya yanlış, her davranışında cezalandırır, aşağılar veya çocuğa fiziksel şiddet uygular. Bu çocuklar kendilerini aşırı değersiz olarak algılarlar.
Reddedici ana-baba tutumunun temelinde anne ve babanın birbirini sevmemesi, ailedeki çatışma ortamı, eşler arasındaki uyumsuzluk sebeptir. Çocuk, sevgiyle değil, nefretle büyütülür. Aile, çocuğa sürekli olarak istenmeyen bir çocuk olduğu mesajını verir. Bu çocuklar ailenin bu tutumundan kaynaklı başkaları tarafından çok kolay yönlendirilebilirler. Bazı durumlarda ise böylesi zor bir aileden, küllerinden yeniden doğan bir ateş misali daha güçlenerek çıkarlar.
Ana-Baba Olmak…
Genellikle etkili ana-baba tarzı olarak görülen durum, çocuk veya ergenin anababasına gönüllü olarak bilgi verdiği durumdur. Ebeveynler ve çocuk arasında öyle bir ilişki olmalıdır ki, bu ilişki doğal ve içten bir bilgi alışverişini mümkün kılmalıdır. Modern ana babalar, çocuklarına kural koymadıkları zaman iyi ana-baba olduklarını düşünme eğilimindeler. Ancak bilmelisiniz ki çocuk kurallarla büyür. Çünkü yaşamın da kuralları vardır.
Ünlü Hümanist ( İnsancıl ) kuramcı Abraham Maslow’un hikayesiyle bitirmek isterim. Maslow’un babası alkoliktir, annesi ise batıl inanışları olan, öfkeli ve depresif bir kadındır. Maslow’un iki abisi vardır ve annesi sürekli onlarla ilgilenirken, Maslow’u mütemadiyen dışlar ve sürekli cezalandırır. Maslow henüz daha 9 yaşındadır ve bir gün yolda iki yavru kedi bulur, onları eve getirir. Kedileri annesine gösteren Maslow annesinin hışmına uğrar. Hatta annesi o kadar sinirlenir ki, iki yavru kediyi Maslow’un gözü önünde, duvara vura vura öldürür. Maslow kendi hayat hikayesinde o günleri şöyle anlatıyor: “O sahne gözümün önünden hiç gitmedi. Ve annemi hiçbir zaman affetmedim.” Bir köyde, fakir bir ailede doğup büyüyen ve dünya çapında ün kazanan Maslow yıllar sonra bile annesinin ölüm haberi geldiğinde cenazeye katılmayacağını bildiren bir mektup yazar. Maslow reddici bir ailenin çocuğu olarak bu süreci en travmatik yaşayan ünlü isimlerden biridir. Bu hikaye, reddedici bir ana-babaya sahip olan bir çocuğun yaşam mücadelesindeki azmini ve kararlığını gösteren acı ama güzel bir örnektir.
Ana-baba tutumları elbette çok belirleyicidir ve bazen şartlar çok zor olduğunda, kişi o zorluktan daha da güçlenerek çıkar, tıpkı Maslow gibi. Ancak her çocuğun bu kadar olgun ve bilinçli olmadığını biliyoruz. Sadece severek ve onlara yaşamın kurallarını öğreterek bile çocuklarınızı yaşamın olumsuz taraflarından koruyabilirsiniz. Sağlıklı bireyler, ancak sağlıklı anne ve babalar ile mümkün.
Şimdi hangi ana-baba tarzını seçeceğiniz konusunda tasarruf sizin.
Psikolojik Danışmanlık & Aile Danışmanlığı üzerine ayrıntılı bilgi almak için:
Telefon: 0 533 692 3411
www.cozumpsikoloji.com
Yorumlar