Güneşin yüzünü bir saklayıp bir gösterdiği günlerdeyiz. Sabah dışarı çıkarken giydiğimiz kat kat kıyafetler öğlen saatlerinde elimizde bir yük haline geliyor.
Akşam serinliğinde ise donuyoruz ya da o kadar kalın giyiniyoruz ki pişiyoruz. Sokaklarda kimi t-shirt giyiyor, kimisi mont…
Ülkece kafamız karışmış durumda. Peki böyle havalarda hasta olmamak için nasıl giyinmeliyiz?
Size tavsiyem iki kat giyinmeniz. İçinize bir gömlek, üzerinize bir dış giysi. Trençkotlar ve deri ceketler bu mevsimsel geçişler için ideal parçalardan.
Yazlık bir elbisenizi üzerinize uzun örgü hırka ya da oduncu gömleği alarak sonbahara adapte edebilirsiniz.
Yazlık kıyafetlerle oynamak oldukça eğlenceli. Hırka demişken kalın örgü ve uzun olanların beline takacağınız bir kemer sizi anında bambaşka bir ambiyansa sokacak, deneyin.
Merserize trikolar sonbaharın gözbebeğidir. Fileyi andıran delikli modelleri ile mevsim geçişlerinin kurtarıcı parçasıdır.
Merserizenin babası John Mercer, 1844 yılında bu kurtarıcı parçayı keşfettiğinde bu günlere geleceğini düşünmüş müdür, bilemeyiz. Ama siz siz olun gardırobunuza hem gömleklerinizle hem de t-shirt’lerinizle özgürce kombinleyebileceğiniz bir merserize triko ekleyin yada örün.
Eteklerinizi opak çoraplarla birlikte giyin. Özellikle Penti ve Calzedonia’nın yeni sezon çoraplarından kendinize uygun olanı bulacaksınız.
İsterseniz kloş etek-opak çorap-oxford ayakkabı kombini ile kolejli havası yakalayın, isterseniz de jean etek-örgü çorap-sneaker ile sportif casual bir hava yakalayın.
Ufak bir dipnot; tabir-i caizse sağı solu belli olmayan bu havalarda mutlaka ufak bir şemsiye çantanızda bulunsun.
Hazırlayan: Munise Boz
Yorumlar