İstikrar için fedakarlık şart diyerek konuya girmeyi bu yazının gerekliliği olarak görüyorum. Fedakarlığı da, bu zamana kadar diğer yazılarımda ısrarla belirttiğim -az çoktur- giyim felsefesine bağlayayım. Çünkü giyimde fedakarlık, stilde sağlam duruşu getirir.

Hakkında defalarca yazı yazılmış bu konuyu bir daha yazıp, okurken yarıda bırakmanızı istemediğimden dolayı stil nedir, ne değildir deyip sizi bunaltmayacağım☺ Fakat sorunumuz şu ki; bunca zamandır modayı hayatımızın önemli bir kısmını oluşturuyormuşçasına takip ettiğimiz halde, neden hala bir değil sanki on kişiymişiz gibi giyinmeye devam ediyoruz?! Neden hala kendi gibi değil başkası gibi görünmek için çabalıyoruz! Neden sürekli başkalarıyla aynı şeyleri giyinip, neden hep aynı tarza bürünüyoruz? Özel günlerde neden abartmaya çalışıyoruz, neden, neden, neden…

Daha iyi giyinmeye çalışabilirsin, daha pahalı ürünler almak isteyebilirsin, daha farklı renkler giyinip daha farklı tarzlar deneyebilirsin. Kendin hayal edersin, diktirebilirsin. Bunlar sandığınız kadar zor değil ama hata yapmadan bunların hepsini becerebilmek için önce kendini tanımalısın. Ben kimim, nasıl şeyler giyinmekten hoşlanıyorum, hangi renkleri seviyorum, nasıl bir yapıya sahibim (enerjik, pozitif, sevecen, güleç, iddialı, serüvenci, huysuz, çalışkan, tempolu, tembel, negatif, tutkulu, karmaşık vs.), hangi sosyo-ekonomik sınıfa aitim gibi soruları kendimize sorduktan sonra üstüne mesleğimizi ve yaşımızı da ekleyelim. Sonrasında zaten çoğu şey şekillenecek, özellikle gardırobunuz. Çünkü artık cevaplarınız doğrultusunda alışveriş yapmaya başlayacaksınız. Ve nihayet kendiniz olarak giyinmeye devam edeceksiniz. Çevrenizdeki insanlara bakmayı değil, çevrenizdeki insanların size hayranlıkla baktığını öğreneceksiniz.

Farkındasınız, Instagram kuvvetli bir sosyal medya ağı. İstediğimiz her an istediğimiz kişileri takip edebiliyoruz. Hayranı olduğumuz için ya da ne yaptığını, ne yediğini, nerelere gittiğini, neler giyindiğini merak ettiğimiz için. Genelleme yapmıyorum ama takip ettiğiniz, hayranı olduğunuz kişileri beğenmeniz, onlar gibi olmanız giyinmeniz anlamına çıkmasın. Gerçi bu durum çoktan bu hali aldı bile. Bunu yazdığım için özür dilerim ama hemcinslerimin bu özentiliğini inanın sindiremiyorum. Aynı pozlar veriliyor, aynı mekanlara gidiliyor, aynı çanta, aynı ayakkabı, aynı eşyalar… Özgün olmayı ne de çabuk unuttuk. Daha doğrusu bir türlü öğrenemedik ki…

Stilde istikrar şart derken, tam da bunu kastediyordum; özgün olmak! Yani kimseye özenmeden giyinmek, kendin olabilmek! İhtiyacın olan tek şey tam olarak bu! Ne sen başkası gibi görün ne de başkası senin gibi görünebilsin. Öyle şahsına münhasır ol ki, kimse sana benzeyemesin. Giyim tarzın senin alamet-i farikan olsun. Ayırıcı niteliğin olursa özgün olmayı başardın demektir. Kimse için giyinme, kimse istedi diye de kendin olmaktan asla vazgeçme. Kendine sonsuz saygısı olan bir insan gibi giyin ve asla vazgeçme. Çünkü stil, kendin gibi olmayı gerektirir.

Son olarak beni Instagram ‘dan ve www.chalah.com.tr ‘den de takip edebileceğinizi belirtmek isterim.