“Hiçbir zaman podyumdaki trend haline gelen, incecik kadınlardan ilham almadım. Her zaman gerçek kadınlarla ilgilendim, kıvrımları olan gerçek kadından etkileniyorum.”
Roberto Cavalli

Bazı şeyler vardır bizi peşinden sürükleyen, oturduğumuz yerden ayağa kaldıran ve büyük bir samimiyetle alkışladığımız şeyler. Bu anlamda uzun zamandır marka değeri gözümde hiç değişmeyen, tasarımlarıyla beni her daim etkileyen ve her daim orijinalliğini koruyan iki isim bulunduğunu söyleyebilirim. Biri Valentino, diğeri de elbette Roberto Cavalli. Özellikle Roberto Cavalli’nin özgünlüğü ve doğayla iç içe oluşu konuşulmaya değer. Bir Cavalli tasarımını, kuş uçuşu mesafeden bile tanırım diyorsanız ve Cavalli’nin sıra dışı başarısını merak ediyorsanız birlikte bir İtalya yolculuğu yapmaya hazır olun. Ve işte tüm ihtişamıyla Roberto Cavalli..

Ya Sıradan Ol Ya Da Sıra dışı!

Kıyafet seçimlerinde öyle ölçüler vardır ki, kişiyi bayağılık ile şıklık; basitlik ile asalet arasında bir yere yerleştiriverir. Bu iki ince uç arasında Roberto Cavalli tasarımlarının, şıklık ve asaletin limitlerini zorladığını söyleyebilirim. Cavalli tasarımlarının çok fazla taklitleri yapıldı ancak bu taklitler her zaman orijinalinin kıyısından geçmeyecek kadar sıradan ve basit tasarımlardı. Cavalli, bu mesafeyi en iyi tutturan isimlerden biri. Kumaşı nasıl kullanacağını, kumaşa nasıl ışıltı katacağını ve kumaşı yorumlarken nerede ve hangi dozda kalması gerektiğini en iyi bilenlerden.

“Her tasarımcı, hayatında onu teşvik edecek şeylere ihtiyaç duyar. Cavalli kadını her zaman çok dişidir ve asla zevksiz değildir. Aslında bence hiçbir elbise zevksiz ve kaba değildir. Onu taşıma, giyme şekliyle insanlar zevksiz görünürler.”

Bu noktada Cavalli aslında bir kıyafeti giymekten çok yorumlamaya dikkat çekiyor. Dümdüz bir elbise dahi giymeniz mümkün ancak bu düz elbiseyi dahi asil ve şık yapmak yine sizin elinizde..

Vahşi Doğaya Cavalli Dokunuşu

Roberto Cavalli, dünyada deri ve kot üzerine baskı tekniğini kullanan ilk kişi. Cavalli aynı zamanda pek çok kişinin cesaret edemeyeceği şeyleri bir araya getiren ve bu farklılıklardan “mutlak bir uyum” çıkartan özel bir isim. Gözü yormayan tasarımlarındaki ölçü ve özgünlükle insanı hipnoz edebiliyor.

Kumaşın efendisi Cavalli tasarımları oluşturulurken; kumaşlar elle işlendikten sonra, canlı renklere, vahşi desenlere ve dore çizgilere boyanıyor. Kesimler çok cesur ve agresif bir biçimde kadınsı… Detaylar ise sonsuz: tüyler, taşlar, deriler, kristaller, püsküller… Kıyafetler seksi, iddialı ve küstah. Cavalli tasarımları ihtişam, gösterişin en güzel karışımını sunuyor.

Roberto Cavalli hayvan desenini ilk kez 2002’de Floransa’da açtığı ilk kafesinin dekorunda kullandı. Ardından Milano’da açtığı aynı konseptteki lokantasında. Hayvan desenlerini tasarımlarında ise daha sonraları kullandı. Cavalli’nin hayvan desenleri tasarımlarına bambaşka bir dokunuş yaptı. Doğayı bu kadar iyi yorumlayan başka bir tasarımcı bilmiyorum. Bu desenleri başkaları da taklit etti ama hiçbiri Cavalli’nin elinden çıkanlar gibi asil durmadı.

Roberto Cavalli, Toscana’da ünlü İtalyan mimar İtalo Rota’nın tasarladığı muhteşem evinde çok sevdiği hayvan desenlerine yer verdi. Zebra ya da leopar desenlere evin her yerinde rastlamak mümkün. Muhteşem Toscana doğası içindeki ev barok tarzda döşenmiş. Doğa ile iç içe olan ve geniş bir arazi üzerine kurulmuş evde, aynı zamanda doğa fotoğrafları çeken Cavalli’nin bir fotoğraf stüdyosu da var.

Cavalli bazı tasarımlarında abartıyor fakat bu abartı bile ona çok yakışıyor. O görüntü insanı hiç rahatsız etmiyor. Cavalli’nin kendi ifadesiyle: “Çok sade ve basit materyalleri, renk ve altınla zenginleştirmeyi severim. Anahtar kelime: Zengin! Kendime göre sade ve basit olanı, zengin ve eğlenceli yapmayı seviyorum” diyor.

Cavalli’nin vahşi doğayla bezenmiş tasarılarından etkilenmemek mümkün değil. Doğanın en güzel taklidi, belki de Cavalli desenleri…

Bir Cavalli’yi Tanımak

Bir Cavalli tasarımını tanımamak çok mümkün değil. Bir Roberto Cavalli tasarımı; sıra dışılığı, muhteşem ölçüsü ve uyumuyla ilk anda fark edilebilir. Cavalli, göz alıcılığı ile kendini her zaman özel bir yerde muhafaza ediyor. Bugün dünyada pek çok tanınmış insan Roberto Cavalli tasarımlarını tercih ediyor. Eva Herzigova, Beyonce, Jennifer Lopez, Cindy Crawford bu isimlerden yalnızca birkaç tanesi.

Pek çok isim için vazgeçilmez olan Cavalli tasarımları ki bu tasarımlar sadece kıyafetle de sınırlı değil, kıyafetlerinin zaman zaman aşırıya kaçtığını düşündüğünü söylüyor. “Çevremdeki insanlarla bir şeyler paylaşmayı seviyorum. Ama bazen aşırıya kaçıyorum. Çok spontan biriyim ve bazen ‘Tanrım, çok abarttım’ diyorum. Ama bu benim hayatı yaşayış biçimim. Oynamayı seviyorum, gülmeyi seviyorum. Size ağlamayı sevdiğimi söylemiyorum ama bazen ağlamayı da seviyorum. Çok sevdiğim bir filmi izlerken ağlamaya başlıyorum.”

İtalya’dan Esen Bir Rüzgarla Kanat Çırpmak

İtalya’nın ihtişamlı ruhuyla bezenmiş ve bir dehanın elinde doğmuş Roberto Cavalli markası, özellikle 1990’lı yıllardan bu yana marka değeri sürekli olarak yükselen özel isimlerden biri. Roberto Cavalli tasarımları kadar sert olmayan Just Cavalli markası da bir o kadar özel. İnsan çoğu kez düşünüyor, bir marka nasıl bu kadar uzun zamandır kendini izleyenleri hep şaşırtabiliyor ve kendine hayran bırakabiliyor ? Bu sorunun cevabı basit. Cavalli’nin bu konuda özel bir yeteneği ve zekası var. Tasarladığı kıyafetlerden çantalara, erkek giyimden kadın giyime hatta çocuk giyime, koltuklardan şişelere kadar her yaptığı işte bu özel zekayı görmek mümkün.

1940 doğumlu bu dahi adam, üreterek mutlu olmayı seçenlerden. O bir doğa hayranı ve doğanın dilini anlamışa benziyor. İnsanların rüyalarını toplayıp, gerçeğe dönüştüren bu benzersiz üstadın, umarım daha pek çok muhteşem koleksiyonunu yine aynı heyecanla görebiliriz.

Herkese sevgiler…