Topuklu Ayakkabı Giymek Şart mı?

Daha doğrusu “Kadınsı ve şık görünmek için topuklu ayakkabı giymek şart mı?” Şu soru davetlere katıldığımdan beri -hatta daha da öncesi- bilinçaltımın derinliklerinde yankılanırken, aslında yıllardır süregelen ve artık modası geçmiş hiçbir geçerliliği olmayan moda inanışının kurbanı olmak istemiyordum.

“Kadın dediğin topuklu ayakkabı giyer.” Neden? 120 mm’lik çağdaş işkence yöntemini neden isteyerek(!) uygulayayım/uygulayalım?” Ve artık cevabım oldukça net, HAYIR! Üstüne basa basa hayır. Yadsınamaz çoğunluk bu kadar severken ya da sevmeye zorlanırken eminim içinizden birileri de bu soruyu sormuştur…

Benim gibi dolabında sadece 1 tane -zorunluluktan- bulunduran ve bir elin parmaklarını geçmeyecek şekilde giyen hemcinslerime de selam olsun!

Topuklu Ayakkabını Ortaya Çıkış Hikayesi

Peki nereden çıktı bu topuklu ayakkabı? Yüksek topuklu ayakkabıların şıklık amacıyla kullanıldığı tarih 1533 olarak kayıtlara geçmiştir.

Bu topuklu ayakkabıyı ortaya çıkaran Leonardo da Vinci‘dir. Floransa’nın ünlü ailelerinden olan Medicis’lerin kızı Cetherine de Medicis bir dük ile evlenecektir.

Cetherine, ufak tefek bir kızdır fakat tören oldukça görkemli olacaktır. Düğün görkeminin gölgesinde kalmak istemeyen Cetherine çözüm bulmak için birçok kişiye başvurur. Çareyi Leonardo da Vinci bulur. Bu topuklu bir ayakkabıdır ve Cetherine’nin görünüşünden etkilenen kadınlar hemen taklit etmeye başlarlar.

Daha sonra aynı geçmişte yaşandığı gibi topuklu ayakkabı bir statü göstergesi olur. Sanılanın aksine sadece kadınlar değil erkekler de topuklu ayakkabı giyiyordu.

Hükümdarlar, aristokratların ve soyluların mensup oldukları sınıfları belirtmesi için topuk boyları ile ilgili emirler çıkarıyordu. Sadece soylu aileler tarafından giyilen bu ayakkabıyı işçi sınıfı kullanışsız ve pahalı olarak nitelendiriyordu. Zaten alacak güçleri de yoktu.

18. yüzyılda erkekler topuklu ayakkabı giymeyi bıraktı. Sadece kadınlar boyları 10-12 cm’ye varan topuklular giyiyordu. Bu ayakkabıların kadınlarda zarafet göstergesi olduğuna inanılıyordu.

Fransız İhtilali ile birlikte topuklu ayakkabı yerini düz tabanlı ayakkabılara bıraktı. Balolarda dahi ipek ayakkabılar tercih ediliyordu. 50 yıl boyunca kadınların sağlıklarını tehdit eden topuklu ayakkabılar değil düz tabanlı sandaletler giyildi. Ta ki 19. yüzyıla dek…

Topuklu ayakkabı hakkında belgeler olsa da tarihi hala net değil. Mısırlı kasaplar yerdeki kanlardan korunmak için, Moğol atlıları da ata daha iyi binebilmek için, Avrupalılar ise tuvalet kültürleri gelişmediğinden yerdeki pisliklerden korunmak için topuklu ayakkabıyı kullanmışlar.

Topuklu Ayakkabı Giymenin Zararları

Biraz verisel konuşmak gerekirse Amerikalı kadınlar birkaç yıl önce düz ayakkabıya -ki spor ayakkabı buna dahil değil- tam 5.2 milyar dolar harcamış. Topuklular için harcanan rakamda ise %6’lık bir düşüş gözlemlenmiş.

Metropol dünyanın kadınları artık rahat etmek istiyor. Zaman zaten hızla akıp gidiyor, oradan oraya koştururken topuklu ayakkabının çilesini çekmek neden?

Efsanelerin aksine büyük markaların başında, gökdelenlerin en tepelerinde olan kadınlar da sadece tıkır tıkır topuklu ayakkabı giymiyor. Düz ayakkabılar ile hem stilleri baskın bir hale bürünüyor hem de toplantı sırasında “Beş dakika çıkartsam mı?” diye zihinleri parçalara bölünmüyor.

Şunu da es geçmeyelim; boyunuz uzasın diye giydiğiniz o yüksek topuklar kilolu iseniz sizi daha kilolu, çok ince bacaklarınız var ise kürdan gibi gösterecektir.

• 5 cm yüksekliğindeki topuk normal yürüyüşünüzü bir süre sonra bozar.
• 7.5 cmlik topuk yüksekliği ayağınızdaki yük ve basınç miktarını tam 7 kat arttırır.
• 6 cm olan topukta ise parmaklarınıza yüklenen ağırlık %75 artar.
• 10 cm ve üzeri topuklarda ise vücut ağırlığınızın %90’ını parmaklarınız ve ayağınızın ön kısmı taşır.
• Yüksek topuklu ve dar burunlu ayakkabılar parmaktaki dokuların kalınlaşmasına neden olarak parmakların uyuşmasına sebep olur.

Özellikle dar burunlu ayakkabılar parmakları ciddi şekilde sıkıştırdığından uzun süreli kullanımlarda baş parmak kenarında bir çıkıntı meydana gelir. Bu çıkıntı giderek büyür ve baş parmağın diğer parmaklara doğru eğilim göstermesine sebep olur.

Giymemek için oldukça fazla nedenimiz var. Giyip giymemek tabii ki sizin insiyatifinizde. Ama şunu unutmayın; topuklu ayakkabı giymeden de çekici, zarif ve şık görünebilirsiniz. Bu tamamen sizin elinizde. Stilini düz ayakkabılarla tamamlayan, sokağa, işe, alışverişe, davetlere topuksuz ayakkabıyla gitme ‘cesaretini’ gösteren cool kadınların çoğalması dileğiyle… Yaşasın düz ayakkabılar!

Hazırlayan: Munise Boz