Uluslararası siyaset gündemi her zamanki gibi hareketli geçmeye devam ediyor. Farklı ülkelerde yer alan G20 zirveleri ve yurt dışı ziyaretleri güzel karelere yansıyor. Toplantılarda ve ikili görüşmelerde, siyasilerin konuştukları konular kadar, kadın siyasetçilerin ve first ladylerin kıyafet seçimleri de konu oluyor. Evet, belki biz akademisyenler zaman zaman, “Neden hep erkeklerin değil de kadınların kıyafetleri tartışılıyor?” desek de, alanımız moda olunca ve moda kreatif, sanatsal bir alan olunca, hepimiz gözlemlerimizi paylaşmak istiyoruz.

Renk Protokolü

Kadın siyasetçiler ve eşleri sebebiyle siyasetin içinde yer alan first ladyler farklı kıyafet tarzları ile bu ciddi ve bazen can sıkıcı gündeme renk katıyorlar. Ama tabii ki kıyafet seçimlerini de protokol kurallarını göz önünde bulundurarak yapıyorlar. İçinde bulundukları konumun gerektirdiği üzere belli sınırların dışına çıkmamaları gerekiyor. Ortamın, toplantının ve ziyaret edilen ülkenin kurallarına dikkat ederek, bazen açık renk bazen koyu renk, zaman zaman da belli bir renk paletinden giyinmeleri gerekiyor. Örneğin first ladylerin uyumlu renkler ve bazen aynı renk giydiklerini gözlemliyoruz. Bu yine protokol gereği ortaya çıkan bir durum, bir tesadüf değil. Basında yer alan fotoğraflar da yapılan kıyafet seçimleri hepimizin dikkatini çekmeye devam ediyor.

Desen Protokolü

Renk seçimleri ile beraber, desen ve baskı detayları da belli bir protokolle sabit tutuluyor. Örneğin, en son gerçekleşen Venezuela ziyaretinde bir çok first lady’nin büyük çiçekli desenli kumaşlardan hazırlanan kıyafetleri dikkatimizi çekiyor. Bu protokolün, yine, hem ziyaret edilen ülkenin kültürü ile hem de davetin amacı ile alakalı olduğunu görüyoruz. Kıyaslamak için düşünürsek, Amerika’da Beyaz Sarayda yer alan bir davette, hem ziyaret eden first lady hem de ev sahibesi konumundaki first lady genellikle desensiz, açık renk bir kıyafet seçimi yapabiliyor. Tabii ki, bu protokolde ziyaretin gerçekleştiği mevsim de giyilen kıyafetin rengini ve desenini etkileyen bir faktör.