Vav Ol, Vay Dememek İçin!

Vav Ol, Vay Dememek İçin!

Esra-Demir-Yazıları

“Ey aşkın binbir başlı vav hali. Ey sonsuz kavram, gaflet vaktinde gel gönlümün üstüne. Usta bir hattatım ben. Aşkı çizerim mekânlara. Aşk sığmaz ki bu ummana. Vav olur gözlerimiz bürünürüz canlara. Bir seyyah gibi gelip göçen, göçüp giden bu mekândan mekân’a. Demem o ki tarifini yapamam ben imkâna. Bir hattatım, zamana vav çizmekteyim. Hilalin dolunaya Dolunayın hilale dönüştüğü zamana. Ve mahlukat, nefes nefes aşk çekerken Mevla’ya, Üstümde aşk kokusu var, yaşadıkça beni yontar ve benzetir insana. Elimde vav Gönlümde vav Gözümde vav… Dem dem vav kesilirim, beni insan yapana. Ey kalbimden geçeni bilen Allah’ım “Kulum” de kâfi bana. İster nârına garket ister nuruna…” Ne güzel söylemiş Mehmet Ekinci

Zamana vav çizmek… Vav olabilmek ve Elif gibi kavuşabilmek Rahman’a…

Bir damladan varolur insanoğlu. Sistemin türlü işlemleriyle can bulur ana rahminde. Önce gözleri, kulakları ve solunum sistemi oluşur. Ardından nefes alır yavaş yavaş, tat alma yetisi gelişir. Uyku alışkanlığı edinir ve sürekli hareket etmeye başlar. Vav şeklinde var edilir. En saf şekilde. En aşk dolu, en O’ndan, en O’nun ve en O’nunla olan haliyle… Bir döngü gibi. Elif olmak O’nda, sonra vav olarak yaratılmak ve bunu sürdürebilmek ölünceye dek. Öyle bir vav olmak ki, dönüşünü elif tekrar elif gibi yapabilmek Yaradanının huzuruna.

Nedir vav olmak? Çileyle yoğrulmuş bir kulun edeple eğilişi, alnını seccadeye sabitleyişi, sıfır olup sonsuzluğa uzanışı… Hepsi “vav” ismiyle müsemma! Vav, adı söylenmeye bile çekinilen bir gizli sır, bir ağır emanet gibi kalpte saklanmış. Kalbe hayat veren müstesna sevgilinin sembolüne dönüşmüş, kainatın ta ilk gününde. Allah’ın Vahid ismini, birliğini ve benzersizliğini, temsil etme görevini üstlenmiş. Ve Rabb’in kudretiyle yarattığı kainatın yerini tutmak bir tek vav harfine nasip olmuş. Vav, hayatın özeti bir nevi, yaşantısı Allah’a yakın olan bir kulun büyük sevdası.

Cenabı Allah yalnız insanlara değil, bütün yarattığı canlılara kendi hayatından hayat, kendi canından canlılık vermiştir. Nefes alıp vermek gibi. Nefesini verdi ve vermekte her canlıya birer birer. Ölüm ise nefesini geri alması. Yarattığı her varlığı nefesiyle yaşattıktan sonra yanına alması. Peki layıkıyla taşıyabiliyormuyuz nefesini? Hissedebiliyormuyuz her solukta kudretini?

Esra-Demir-Yazıları

Her insan en başından eşit şartlarda yaratılmıştır. Hayatlar farklı olsa da fıtrat aynıdır. Kimi zengin kimi fakir, kimi Hristiyan kimi Zerdüşt. Tek ortak nokta vardır o da Rab inancı. Ne olursa olsun her insanın fıtratında bi sığınma güdüsü vardır. Korktuğunda üzüldüğünde tutunmak istediği bir dal. İşte bu anlarda din, mezhep, ayrımı olmaksızın belki de farkında olmadan hatta inkar ettiği halde O’na tutunur insanoğlu. Bu Allah tarafından lütfedilmiş bir güvence gibidir. Bu, her insanın vav şeklinde varedildiğinin bir kanıtıdır. Gerisi insanın iradesine bağlıdır. İster dünyada vav olur aşıkyla kavrulur , ahirette ise elif gibi dimdik huzurunda olur; isterse de insanım diye doğrulur, narında vaveyla olur. Başka bir tabirle;

İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.
İnsan iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür.
Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.
O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.
Rabbi, vav gibi mütevazı olsun ister kulları.
Musa dal olmuştur ama Firavunun gözü Elif ‘te kalmıştır.
İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.
Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.
İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında.
Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?

“Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allaha karşı gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir” (Bakara/45). Sonra çağırır insanı bir ayet, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur. İşte o ayet: “Secde et, yaklaş!” Eğil ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu. Şey olan insan, herşey demek olan Rabbinin önünde secde et, vav ol, vay dememek için…

Yorumlar

“Vav Ol, Vay Dememek İçin!” için bir yanıt

  1. numan tamer dedi ki:

    çok güzel yazmışsınız yüreğinize sağlık, sizi tebrik ederim eşarp fiyatlarına bakarken tesadüf gördüm tüm insanlarımız gibi benimde okuma alışkanlığım olmamasına rağmen 40 yaşından sonra 4 yıllık mezunu oldum. Sizi kutluyorum yazınızı okudum. Güzel şeyler tebrikler gerçekler ve gerçek ötesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir