Osmanlı İmparatorluğu döneminde , gerek Ortadoğu gerekse İslam’ın temsilcisi olan toprakların , Osmanlı İmparatorluğu tarafından korunan topraklar olduğunu söylemek mümkün ! Bölgede varolan Osmanlı muhafazası nedeniyle , Avrupa ve Rusya’nın yüzyıllardan bu yana bu topraklara doğru yayılma politikası , her defasında , Osmanlı’nın gücüne çarparak geri adım atmalarına sebep oldu . Ancak , Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından ABD , Avrupa ve Rusya’nın bu topraklarla ilgili kurdukları gelecek planları da değişime uğradı . Planlarının önündeki engelin kalktığını düşünen bu sömürge heveslisi ülkelerin iştahı daha da kabardı . 1900’lü yıllardan bu yana Ortadoğu ve İslam topraklarında , Haçlı seferlerinin modern mantığı ve korkusuyla , istikrarlı bir yok etme politikası başladı . Balkan topraklarında uygulanan bilinçli asimilasyon politikası ve 1990 yılında Bosna’da Müslümanlara yapılan katliam da bu planın bir parçasıydı . Şimdiyse Arakan , Myanmar , Suriye , Hocalı , Doğu Türkistan , Filistin , Patanili Müslümanlar … Yani bitmeyen bir Arap Baharı , bitmeyen bir zulüm … Ve dünya susmakta , ya Müslümanlar ?

Asıl baharın gelmesini gözlüyor hepimizin gözleri . Kolay olmayacağını biliyoruz , fakat zulmün karşısında susmak da bize yakışmıyor ! Susmak erdemdir denilir , ki doğrudur , ancak İslam şehidlerinin kanları akarken , diri diri yakılırlarken susmak değil , hatta konuşmak bile değil , bir şeyler yapılmasının vaktidir !

Burma olarak da adlandırılan Arakan’da olaylar 1962 yıllarında başladı . 1962 yılından bu yana Arakan ve Myanmar’da , Müslümanlara karşı , istikrarlı bir soykırım politikası sürdürülüyor . Burma’nın çoğunluğu Budistlerden oluşuyor . Resmi rakamlara göre , ülke içinde Budistler %89 , Müslüman ve Hıristiyanlar da % 4’er orana sahip bulunuyor . Ancak uluslararası kuruluşların araştırmasına göre , Müslümanların oranı % 20’leri buluyor . Bu kesim , genel olarak Britanyalıların gelip ülkelerine yerleştirdiği yabancılar olarak görülüyor . ‘‘ İçimizdeki Yabancı ’’ olarak görülen Müslümanlar ile Budistler arasında tarihsel bir gerilim mevcut ve cuntanında ağırlığını Müslümanlardan yana koymadığı çok açık !

4 milyon insanın yaşadığı Arakan ve Myanmar’da bu zamana dek , yüzbinlerce , belki de daha fazla Müslüman katledildi . 8 hazirandan bu yana 10.000 kişi acımasızca öldürüldü . Arakan ve Myanmar’da yaşayan Müslümanlara , devlet tarafından , İsrail’in Filistinli Müslümanlara uyguladığı yerleştirme politikası uygulanıyor . Arakan Budistleştirilmeye çalışılıyor ve oradaki insanlar İslam’ın sadık savunucuları olarak , Budist olmayı reddettikleri için , tarifsiz acılar yaşıyor !

En acı olanı ise , Müslümanların sessiz kalması ! Bizler İslam’ın çocukları olarak , her bir mazlumun feryadından sorumlu değil miyiz ? Birleşmiş Milletler , İnsan Hakları Örgütü kim susarsa sussun , bize bugün susmak düşmez . Bize bugün , haberlerde Myanmar’ı izleyip içimizin yanması ve sonra da kendi dünyamıza dalıp , birilerinin bir yerlerde acı çektiğini unutmamız yetmez . Daha fazlası lazım !

Myanmar’da canlar yandı , canlar yanıyor … Biz sofrada yemeklerimizi beğenmezken , Survivor gibi insanlık dışı bir yarışmada insanlar keyfe keder aç kalırken , o insanlar gerçekten aç ! O insanlar sabah evden çıktıklarında güneşin parlaklığıyla mutlu olamıyorlar , çünkü onlar güneşi hiç görmüyorlar … Sabahlarının varacağı bir akşamdan bile emin değiller ! Onurları , namusları , imanları , hayatları tehdit ediliyor ! Zalimin karşısında her gün , değer verdiklerini , kutsal bildiklerini korumak için yaşıyorlar !

Myanmar’da , kadınlara ve çocuklara korkunç işkenceler yapılırken , erkekler acı çekmeleri için sağ bırakılıyor ! İnsanların evleri yakılıp , yıkılıyor . Komşu ülke Bangladeş’e sığınmayı başaranlar olsa da , her biri ailesini , çocuklarını ölü ya da diri geride bırakmak zorunda kalmış , yaşayan birer ceset haline geliyor …

Arakan ve Myanmar … Çaresizliğin toprakları ve çaresizliğin insanları … Onlar çaresiz evet ! Zulümle mücadele edebilecek hiçbir şeye sahip değiller . En büyük zenginlikleri , onları ayakta tutan tek kudretleri imanları ve tevekkül halleri … Peki ya bizler ? Bizler daha fazlasını yapabiliriz . Gerekirse Arakan’a , Myanmar’a gidebiliriz ! Dünya ülkelerinin ve dünya Müslümanlarının , diplomasinin silkelenmesine neden olabiliriz . Arakan için bir umut , bir soluk , bir çare olabiliriz !

Bangladeş hükümeti , Arakan ve Myanmar’dan gelen Müslümanları artık kabul edemiyor . Yüzlerce Müslüman Bangladeş sınırında hayatta kalmaya çalışıyor . Onlar katliamdan kaçtılar belki ama açlık ve sağlık sorunları nedeniyle hala çok zor durumdalar ! Bölgede en fazla İHH ekiplerinin çalışmaları var . İHH’nın , Arakan ve Myanmar’dan bildirdiği raporlar , katliamın büyüklüğünü ve Budistlerin soğukkanlılığını da acımasızca gözler önüne seriyor .

Onlar Müslüman oldukları için katledildiler ! Bizler , Müslüman olduğumuz için onlara yardım etmeliyiz ! Elimizden ne gelirse , ne kadar gelirse ! Mazlum olan Arakanlılar ve Myanmarlılar için , eğer elinizden bir şey geleceğini düşünüyorsanız , düşünüyorsak , onların hayatlarındaki bulutu dağıtıp , kendi yeşil ve güneşli baharımızı onlara götürebileceğimize inanıyorsak , gelin şimdiden tezi yok bir şeyler yapalım ! Dualarımızla , imkanlarımızla Arakan ve Myanmar’a destek olalım! Muhakkak herkesin yapacağı bir şeyler vardır . Az olsun , çok olsun yapacağınız iyiliği küçümsemeyin . Sizin bir buğday tanesi gibi gördüğünüz ufacık bir katkınız , belki de bir hayatın beklediği anahtardır . Biz bilemeyiz , Allah bilir !

İslam bayrağı altında buluşan bizler , mahşerde , o gölgesiz günde biraraya geldiğimizde , ‘‘ Bu acılar yaşanırken , Müslümanlar neredeydi ? ’’ diye sorulduğu vakit , ‘‘ Bizler oradaydık ! Kardeşlerimizin yanıbaşındadıydık ! ’’ diyebilmeliyiz . Umarım diyebiliriz ..!

Selam Ve Dua İle