Alışverişin en keyif verdiği mevsim kapımızda: Bahar! Tahmin ediyorum ki, yeni sezon kapılarını alıcıya açtığı vakit gardıroplar dolmaya başlayacak. Yine o tunik senin, bu gömlek benim beğendiğimiz her şeyi almaya çalışacağız…

Bu alışveriş öncesinde bilmeniz gereken bazı şeyler var. Başlığı okuduğunuzda stil için ipuçları vereceğim ya da bahar için tercih etmeniz gereken parçalardan bahsedeceğimi düşündürmüş olabilirim. Fakat bu yazım tamamen size kendiniz olabilmeyi ve eforsuz giyimi nasıl becerebilirsiniz mantığını oluşturmayı amaçlıyor. Bahar temalı nasıl giyinmeliyiz stil ipuçlarını bundan sonraki yazılarımda okuyacaksınız…

İlk etapta bilmeniz gereken, hoş görünmek için bize hangi kıyafetlerin yakışıp yakışmadığını analiz etmemiz gerçeğiyle başlıyor. Bunun için de önce vücudumuzu tanımalıyız ki, öyle her önümüze çıkanı satın almak gibi bir gaflete düşmeyelim. Boy ölçünüz ve kilonuz başta olmak üzere kişisel zevkleriniz, karakteriniz, hayat yaşantınız, mesleki durumunuz ve elbette ki yaşınızın alışveriş yaparken büyük önemi var.

Giyinmek öyle hafife alınacak bir konu değildir. Bir şeyi alelacele satın almak ya da; “Ne var işte canım giy çık” diyebilmek insanın hem kendine hem de bulunacağı yere olan saygısını gösterir. Umursamadan giyindiğiniz kıyafetleriniz, insanların sizin hakkınızda sandığınızdan farklı izlenimlere kapılmasını sağlayabilir.

Bu gibi tatsız durumlara mahal vermemek için, giyinmenin püf noktalarını asla es geçmemek gerekir. Her zaman derim: “İyi giyinmeyi bilmek önce vücudunu tanımakla başlar.” Bunu bildikten sonra ister uzun ister kısa boylu olun, ister kilolu ister çok zayıf olun her durumda şık ve göz alıcı olabilmeyi başarabilirsiniz.

Giyinirken etraftaki seslere kulak asmamak önemli olan bir diğer etken! Başkasında görüp beğenerek almak, o ortamda herkes gibi olmak istemek ve ona göre giyinmek, giyimiyle kendini aslında hiç olmadığı biri gibi göstermek çağın hastalığıyken; basit bir aksesuarla bile havalı gözüken tarzda kendini yorumlayabilen bir insan gibi olabilmek, bilmenizi isterim ki hiç zor değil! Eforsuz şıklık diye tanımlanan tam da bu olsa gerek. Aslında her şey ne kadar da basit! Kendini kasmadan olduğun gibi, yani “sen” gibi olabilmektir asıl mesele. Farklı olabilmek, onca kişi arasından sıyrılabilmek, kendine has bir tarz oluşturabilmek ya da çevrende bir ikon haline gelebilmek için ihtiyacın olan tek şey, nevi şahsına münhasır olabilmekten geçiyor. İşte nasıl giyinmeliyim sorusunun yanıtını da böylelikle nihayete erdirmiş oluyoruz.

“Nasıl giyinmeliyim” sorusunu daha açacak olursam;

Sanırım her istediğinizi giyinme ihtimalinizin asla olmadığı ile devam edebilirim. Uzun boylu bir bayanın kısa boylu bir bayana göre alışveriş listesi epey farklıdır. Ya da kilolu birinin zayıf biriyle eşleşemeyecek kadar birbirine zıt alışveriş listeleri vardır. Çantadan tutunda, ayakkabı ve aksesuarına kadar farklılık gösterir bu listeler. “Abartma Çağla!” diyenleriniz olacaktır. Tabii sürekli aynı şeyi görünce bu karmakarışık görüntülere gözümüz alışmış oluyor. Doğru alışveriş yapan onca insan, yanlış alışveriş yapan bu topluluğun içinde iğne ucu gibi gözüktüğünden, abartma Çağla demenizi de gayet normal karşılıyorum.

Sona gelecek olursam, diyeceğim şudur ki; bu sezon kendimizi biraz sadeleştirelim. Bana güvenin! Giyimde minimalist olmak, maksimalist olmaktan çok daha önemlidir. “Minimalist tarzın en göz alıcı kısmı mütevazılığıdır.” Yalın ve sade olarak şık gözükebilmek, akıllı kadınların işidir. Böylelikle ilgi kıyafette değil, onu giyen de olur.

www.chalah.com.tr