Bir yılı daha acısıyla, tatlısıyla geride bıraktık. Akıp giden zaman ömrümüzün bir yılını daha maziye gömdü. Yeni bir yıla, yeni başlangıçlarla başlamaya ne dersin? Mesela, yeni bir sen güzel olmaz mı? 365 günü, 365 temiz sayfa olarak kabul edersek eğer; ilk sayfalarından başlayalım mı değişmeye?
Sürekli bahsettiğim bir şey vardır: Modayı takip et ama her yeniliği üzerine uygulama. Ne yazık ki sözlerim zaman zaman kifayetsiz kalıyor. Çünkü baskın ve yanlış olan moda anlayışına yeniliyorum. Seni başkası yapmasına izin verdiğin için, hem sana hem de kendime kızıyorum. Yanlış sosyal medya kullanımı ise bunun en baş etkeni!
Moda Her Şeye Değer mi?
Moda akımı tesettürlü kesimi de içine çekti ve tesettür gün geçtikçe dini değerlerinden koparak sanki bir giyim tarzı gibi kabul görmeye başladı. Hâlbuki tesettürün modası olmaz öyle değil mi? İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın. Tesettürü modaya değil, modayı tesettüre uydurmayı başarabildiğimiz vakit kendimiz olacağız.
Bazı genç kızlarımız özellikle tesettürlü olanları beni hayrete düşürüyor. Gün geliyor gördüğüm görüntüler kafa karışıklığından başka bir şey değil. Ne yazık ki, moda olduğu için tercih edilen parçalar akıllara: “Acaba ne yapmaya çalışmış?” sorusunu sık sık getiriyor. Klasik mi olmaya çalışmış, spor mu? Modern mi gözükmek istemiş, tesettürlü mü? Şık mı olayım demiş yoksa öyle olayım derken demode mi olmuş? Soruları türetmek mümkün. Modaya uymaya çalışıpta beceremeyen ve aslında kendi gibi olmaya ihtiyacı olan o kadar çok insan var ki! Vah halimize…
Bu yazıyı okuyan herkesi kendinden ilham alarak tarzını oluşturmaya davet ediyorum. Moda olsun veya olmasın kendine ait olan ve seninle özdeşleşen her şeyi sevdiğin için giyin. Giyimde ki önceliğin ilk olarak değerlerin olsun. Daha sonra zevklerinin ve isteklerinin peşinden koş. Sevmediğin ve içerisinde kendini mutlu hissetmediğin hiçbir şeyi moda diye giyinme. Sürekli aynı rengi tercih ettiğin için eleştiriliyorsan kulaklarını tıka ve onları duyma. Rengarenk olup kafaları karıştıracağına tek renk olup sana bakan gözleri dinlendirmen en iyisi olacaktır.
Sana ufak bir not: Karşında ki kişi üzerine giyindikleriyle, gözlerinin nereye bakacağı konusunda seni tereddütte bırakıyorsa o kişi son derece yanlış giyinmiş demektir. Göz bir yere takılıp kalmamalı. Giyimin de bir armonisi vardır. Ve bunu çok az insan başarır. Bence en güzel armoni az olanda saklıdır. Az olan her zaman çoktur. Giyimde ne kadar sade olursanız, o kadar şık ve zarif gözükürsünüz. O halde bu yeni yılla birlikte tüm fazlalıklarınızdan kurtulun.
Moda sen ol!
Giyim adına daha fazla okuyun ve daha fazla dinleyin. Birçoğunuz karıştırdığınız dergi sayfalarındaki kadınlar gibi olmak istiyor. Ya da izlediği film veya dizi karakterindeki gibi olmayı hayal ediyor. Onlar gibi olmayı değil kendiniz gibi olmayı hedefleyin. Onların modası değil sizin modanız geçerli olsun hayatınızda. Ne demiş Tarkan: “Başkası olma kendin ol. Böyle çok daha güzelsin.”
Son olarak diyeceğim şu ki; yaşadığımız ülkenin giyim sınırlarını zorlamanın ve dünya modasına ayak uydurmaya çalışmanın bir sınırı olmalı. Modayı takip etmek elbette ki herkesin hakkı ama bunu göze batacak şekilde abartıyorsak orada bir durup düşünmek lazım. “Sen kimsin” sorusunu akla getirecek şekilde giyiniyorsan, kim olduğun konusunda dönüpte kendine bir daha hatta bir daha sor. Sana sunulan her şeyi olduğu gibi kabul etme. Taktığın ve giyindiğin her şeyi kendinleştir. Seni yansıtsın. O halde 2015 senin yılın olsun. Değişmek senin elinde. Tüm kalbimle başarabileceğine inanıyorum.
Merhaba çağla hanım tebrik ederim güzel bir konuya deginmişsiniz size katılıyorum moda diye herşey giyilmez insan kendine yakışanı giymeli genclerimizde örnek alır inşallah diyorum teşekkür ederim